11 Eylül 2015 Cuma

HİÇ KİMSENİN HİÇ KİMSESİ



Bu yazımı yine sol kolumla yazıyorum ve bu yazım, sağ olsunlar benim yazılarımı içtenlikle okuyan, destekleyen hanım okuyucularıma gidiyor.

Yeşil gözlü güzel kadın güzelliğinin yanı sıra, o kadar fedakar, iyimser, affeden, kin tutmayan, sabırlı, güler yüzlü birisiydi ki tahmin edemezsiniz. 

Belki de bu karakteri, bu inanılmaz hoşgörüsü, sabrı, sessizliği, her şeyi içine atması onu böyle erkenden elimizden aldı.

Keşke kızsaydı, bağırsaydı, öfkesini açığa vursaydı,”Yeter” deseydi, “Yeter” Nazım Hikmet gibi isyan etseydi güzelim. Bize haddimizi bildirseydi.

Ey benim iyimser hallerim,
Çabuk aldanışlarım,
Alttan alışlarım,
Hatayı hep kendimde buluşlarım,
Değmeyeceklere kafayı takışlarım,
Yoktan yere akıp giden gözyaşlarım,
Hepinize elveda…
Artık ben hiç kimsenin, hiç kimsesi olmayacağım.

Nazım Hikmet

Evet, bakın Yasemin şimdi hiç kimsenin hiç kimsesi değil, öyle bir “Hepinize elveda” dedi ki sonunda.

Ne olursunuz siz siz olun, size yapılan haksızlıklara tepki gösterin direnin. İçinize atmayın. “Hayır” diyeceğiniz yerde “Hayır” “Yeter” diyeceğiniz yerde “Yeter” “Dur” diyeceğiniz yerde “Dur demesini bilin. Ne tepki verecekseniz verin ama ne olur size karşı yapılan haksızlıklara sabredip, boynunuzu büküp içinize atmayın. Sonra çok pişman olabilirsiniz. İş işten geçtikten sonra “Ahhhh keşke” sizi hiçbir yere götürmeyecek, size artık hiçbir faydası olmayacak.

Gösterin tepkinizi tekrar yazıyorum kim olursa olsun, kime olursa olsun. Eşinize, çocuklarınıza, akrabalarınıza, arkadaşlarınıza, komşularınıza kim hak ediyorsa, hep içinize, hep içinize atmayın.

Unutmayın bir tek ölüme çare yok ve son pişmanlık fayda getirmeyecek.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder