Benim güzel dostlarım.
Şunu çok iyi bilin ki ben sizlere yazdığım yazıları sizlerden sempati beklediğim için yazmıyorum. İçimden geldiği gibi, belki yazdıklarımın kalbinizin bir köşesinde küçücük bir yer bulacağını ve birlikteliklerinizin birazcık ta olsa pozitif yönde etkileyeceğini düşünerek yazıyorum.
Bu yazı bahar çiçekleri hakkında.
Hepinizin bildiği gibi, Marmaris'te turizm sezonu ilk baharın sonlarına doğru başlar. Mekanlar temizlenir, duvarlar boyanır, bütün kış yalnız ve hüzün içerisinde kendi başlarına terk edilmiş mekanlar canlanmaya başlarlar. Bu arada kış aylarında nasılsa birden ortadan kaybolan o acayip saç tıraşlı ve giyimli karakterler birden boy göstermeye başlarlar. Nalbur dükkanları dolar boşalır, aman sezona yetişşin de ne olursa olsun kafasıyla yarım kalan binalar mucizevi bir şekilde bitirilir, sonra da çiçeklendirme başlar.
Eşim Yasemin ve ben de bu sırayı takip ettiğimizden hem Marmaris Netsel Marinada ki mağazamızı hem de İçmelerde ki lokantamız Mona Titti'iyi çieklendirmek için çiçekçilere çok giderdik.Yine böyle bir sezon başı gittiğimiz çiçekçide almak istediğimiz çiçekleri aldıktan sonra, iki adet orta boy, birisi bembeyaz çiçekler açmış diğeri pembemsi mor çiçekler açmış iki ağaç dikkatini çekti sevgili eşimin.
''Bak sevgilim'' dedi. ''şu ağaçlar ne kadar güzel açmışlar. Bizim 500 metre kare bahçemiz var, biz hiç böyle bahar da güzel çiçekler açan ağaçlar dikmedik, şunların güzelliklerine bak. Keşke bizimde böyle ağaçlarımız olsaydı, ne kadar güzeller''
Neyse aldıklarımızın parasını ödedik ve Marinada ki mağazamıza geldik. Ben Yasemin'i mağazada bıraktım çiçekçiye geri döndüm, iki ağacıda satın aldım ve bahçemizin en güzel yerlerine diktim. Sonra ortası boş üçken şeklinde kırmızı balonlar aldım ağaçların dallarından astım. Sonra da her balondan kartlar sallandırdım ve hepsinin üstüne seni çok seviyorum yazdım, bıraktım.
O gün akşam karanlığında geldiğimiz için Yasemin bahçedeki ağaçları fark etmedi. Ertesi sabah kalkıp balkona çıktı ve ağaçları gördü.Arkası bana dönük bayağı bir süre öylece durdu. Sonra o güzelim yemyeşil gözleri gülerek bana döndü, bu arada gözlerinden şıpır şıpır yaşlar aktığını fark ettim. Hem gülüyor hem ağlıyordu. Hani bir taraftan güneş açar bir taraftan yağmur yağar ya.İşte aynı öyle. Böyle birbirimize bir müddet baktık, sonra bana doğru yürüdü , sımsıkı sarıldı ve ''sağol canım, çok teşekkür ederim, seni çok seviyorum, sen bir tanesin diyerek ve bunları defalarca tekrarlayarak, öptü, öptü defalarca öptü beni.İşte böyle bahar kokan bahçemizde yeni ağaçlarımıza bakıp birbirimizin kalp atışlarını dinleyerek, fark ederek sarıldık sarıldık.
İşte bu anları, bu sözcükleri, bu gülümsemeleri bu göz yaşlarını ne parayla ne malla ne mülkle alamazsınız. Sadece sevdiklerinizi dinleyerek, onların nelere ilgi duyduklarını fark ederek, daha doğrusu onların sizin hayatınızda ki önemini fark ederek ancak yakalayabilirsiniz mutluluğu inanın bana, Bu bu kadar kolay ve bu kadar zor. Sevdiklerinizi ne kadar mutlu ederseniz o mutluluk katlanarak size geri dönecektir buna inanın yeter.
O hastane kapılarında, eğer birisi gelip de bana ''eşini tamamen iyileştirebiliriz, bütün servetini verirmisin'' deseydi, sırtımda ki gömleğe, ayaklarımdaki ayakkaplarıma kadar verir, hiç de arkama bakmazdım.
Sevdiklerinize sahip çıkın, onları minicik de olsa , karınca kararınca sürprizlerle mutlu edin. Sevgililer gününü beklemeyin. Klişe olmaktan kendinizi kurtarın.
Hepsi bu
Şunu çok iyi bilin ki ben sizlere yazdığım yazıları sizlerden sempati beklediğim için yazmıyorum. İçimden geldiği gibi, belki yazdıklarımın kalbinizin bir köşesinde küçücük bir yer bulacağını ve birlikteliklerinizin birazcık ta olsa pozitif yönde etkileyeceğini düşünerek yazıyorum.
Bu yazı bahar çiçekleri hakkında.
Hepinizin bildiği gibi, Marmaris'te turizm sezonu ilk baharın sonlarına doğru başlar. Mekanlar temizlenir, duvarlar boyanır, bütün kış yalnız ve hüzün içerisinde kendi başlarına terk edilmiş mekanlar canlanmaya başlarlar. Bu arada kış aylarında nasılsa birden ortadan kaybolan o acayip saç tıraşlı ve giyimli karakterler birden boy göstermeye başlarlar. Nalbur dükkanları dolar boşalır, aman sezona yetişşin de ne olursa olsun kafasıyla yarım kalan binalar mucizevi bir şekilde bitirilir, sonra da çiçeklendirme başlar.
Eşim Yasemin ve ben de bu sırayı takip ettiğimizden hem Marmaris Netsel Marinada ki mağazamızı hem de İçmelerde ki lokantamız Mona Titti'iyi çieklendirmek için çiçekçilere çok giderdik.Yine böyle bir sezon başı gittiğimiz çiçekçide almak istediğimiz çiçekleri aldıktan sonra, iki adet orta boy, birisi bembeyaz çiçekler açmış diğeri pembemsi mor çiçekler açmış iki ağaç dikkatini çekti sevgili eşimin.
''Bak sevgilim'' dedi. ''şu ağaçlar ne kadar güzel açmışlar. Bizim 500 metre kare bahçemiz var, biz hiç böyle bahar da güzel çiçekler açan ağaçlar dikmedik, şunların güzelliklerine bak. Keşke bizimde böyle ağaçlarımız olsaydı, ne kadar güzeller''
Neyse aldıklarımızın parasını ödedik ve Marinada ki mağazamıza geldik. Ben Yasemin'i mağazada bıraktım çiçekçiye geri döndüm, iki ağacıda satın aldım ve bahçemizin en güzel yerlerine diktim. Sonra ortası boş üçken şeklinde kırmızı balonlar aldım ağaçların dallarından astım. Sonra da her balondan kartlar sallandırdım ve hepsinin üstüne seni çok seviyorum yazdım, bıraktım.
O gün akşam karanlığında geldiğimiz için Yasemin bahçedeki ağaçları fark etmedi. Ertesi sabah kalkıp balkona çıktı ve ağaçları gördü.Arkası bana dönük bayağı bir süre öylece durdu. Sonra o güzelim yemyeşil gözleri gülerek bana döndü, bu arada gözlerinden şıpır şıpır yaşlar aktığını fark ettim. Hem gülüyor hem ağlıyordu. Hani bir taraftan güneş açar bir taraftan yağmur yağar ya.İşte aynı öyle. Böyle birbirimize bir müddet baktık, sonra bana doğru yürüdü , sımsıkı sarıldı ve ''sağol canım, çok teşekkür ederim, seni çok seviyorum, sen bir tanesin diyerek ve bunları defalarca tekrarlayarak, öptü, öptü defalarca öptü beni.İşte böyle bahar kokan bahçemizde yeni ağaçlarımıza bakıp birbirimizin kalp atışlarını dinleyerek, fark ederek sarıldık sarıldık.
İşte bu anları, bu sözcükleri, bu gülümsemeleri bu göz yaşlarını ne parayla ne malla ne mülkle alamazsınız. Sadece sevdiklerinizi dinleyerek, onların nelere ilgi duyduklarını fark ederek, daha doğrusu onların sizin hayatınızda ki önemini fark ederek ancak yakalayabilirsiniz mutluluğu inanın bana, Bu bu kadar kolay ve bu kadar zor. Sevdiklerinizi ne kadar mutlu ederseniz o mutluluk katlanarak size geri dönecektir buna inanın yeter.
O hastane kapılarında, eğer birisi gelip de bana ''eşini tamamen iyileştirebiliriz, bütün servetini verirmisin'' deseydi, sırtımda ki gömleğe, ayaklarımdaki ayakkaplarıma kadar verir, hiç de arkama bakmazdım.
Sevdiklerinize sahip çıkın, onları minicik de olsa , karınca kararınca sürprizlerle mutlu edin. Sevgililer gününü beklemeyin. Klişe olmaktan kendinizi kurtarın.
Hepsi bu

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder