Kemoterapinin ilk dönemlerinde, Yasemin henüz saçlarını
kaybetmemişti.
Bir gece yatmaya yakın, güzel evimizde Yasemin’le otururken
Yasemin bana döndü ve ‘ Sevgilim bana neden şiir yazmıyorsun” diye sordu. “Güzelim
ben sana hep şiirler yazdım. Hatırlamıyormusun?” Diye cevap verdim, sorusuna
başka bir soruyla. “Olsun yine yaz” dedi gülerek.
Biraz sonra “ben yatıyorum geliyormusun” diye ayağa kalktı. Aslında çok istememe rağmen,
aklıma şiiri soktuğundan “canım ben biraz oturup televizyon seyredeceğim”diye
cevap verdim. “İyimisin sevgilim”diye sordum. “İyiyim canım çok iyiyim” dedi.
Öpüştük, biribirimize iyi geceler diledik ve yukarı katta ki yatak odamıza
yatmaya gitti.
Bir şise kırmızı şarap açtım. Şarap bardağımı aldım. Çalışma
odama geçtim. Radyo üçü açtım şahane bir Schubert eşliğinde saatler geçti ama şiiri
de bitirdim.
Sonra köpeklerimi aldım ve sabah üç sıralarında uzun bir
yürüyüşe çıktık.
Eve döndüğümüzde bahçemizde ki Yasemin’in en sevdiği begonvilden
bir dal kopardım. yazdığım şiire ekledim. Ayaklarımın ucuna basarak yatak
odamız da mışıl mışıl uyuyan Güzel eşimin yanındaki sehpanın üstüne koydum.
Sabah uyandığında Yasemin önce başucunda ki begonvili, sonra da şiiri fark etti. Aldı okudu. Ağladı
biraz. Sonra bana sarıldı, öptü öptü biraz daha ağladı.
“Sevgilim” dedim “şiir yazmıyorum ağlıyorsun. Şiir yazıyorum
yine ağlıyorsun. Ben de ne yapacağımı bilmiyorum artık”.
Hemen gülmeye başladı. Zaten gülümsemeden duramazdı ki.
Şiirini buzdolaplarımızdan birisinin kapağına, üstünde kızım
benim ve kendisinin birlikte çektirdiğimiz bir magnet resimle taktı.
Bu gün Yasemin yok ama o güzel elleriyle taktığı o şiir hala
o buzdolabının üzerinde taktığı gibi duruyor.
Aynı şiir “Yasemin. Bak Yeşil Yeşil” kitabımın “32 Yıl
Elele” bölümünün ilk sayfasındadır.
İşte o şiiri sizlerle paylaşıyorum.
BEN SENİNLE BENİM
Sen her ”Ben iyiyim” dediğinde, yeşil gözlüm,
Yasemin’im Yasemin kokulum, bir tanem,
ben hayata dönerim, dünyam değişir yaşarım.
Yıldızlar daha bir çoğalır, daha bir parlarlar.
Begonvillerin, zakkumların, Japon güllerinin,
binbir rengini fark ederim.
Denizin mavisi bir başka görünür gözüme,
gönlüm yelken açar, rüzgar saçlarımı okşar.
“Etrafta ne kadar kuş varmış” derim,
bal arılarını bile duyarım.
Sonra keyiflenince, senin nasıl kendinden geçip, eteklerini
tutarak,
Rita Hayworth gibi dans ettiğin gelir gözlerimin önüne.
Bakmaya öpmeye doyamadığım gamzelerini düşünür,
dalar, dalar giderim.
Biliyorsun değil mi yeşil gözlüm,
Yasemin’im, Yasemin kokulum, bir tanem,
Dünya seninle güzel ve ben seninle benim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder