25 Mayıs 2015 Pazartesi

BEN SENİNLE BENİM



Kemoterapinin ilk dönemlerinde, Yasemin henüz saçlarını kaybetmemişti.

Bir gece yatmaya yakın, güzel evimizde Yasemin’le otururken Yasemin bana döndü ve ‘ Sevgilim bana neden şiir yazmıyorsun” diye sordu. “Güzelim ben sana hep şiirler yazdım. Hatırlamıyormusun?” Diye cevap verdim, sorusuna başka bir soruyla. “Olsun yine yaz” dedi gülerek.

Biraz sonra “ben yatıyorum geliyormusun”  diye ayağa kalktı. Aslında çok istememe rağmen, aklıma şiiri soktuğundan “canım ben biraz oturup televizyon seyredeceğim”diye cevap verdim. “İyimisin sevgilim”diye sordum. “İyiyim canım çok iyiyim” dedi. Öpüştük, biribirimize iyi geceler diledik ve yukarı katta ki yatak odamıza yatmaya gitti.

Bir şise kırmızı şarap açtım. Şarap bardağımı aldım. Çalışma odama geçtim. Radyo üçü açtım şahane bir Schubert eşliğinde saatler geçti ama şiiri de bitirdim.

Sonra köpeklerimi aldım ve sabah üç sıralarında uzun bir yürüyüşe çıktık.

Eve döndüğümüzde bahçemizde ki Yasemin’in en sevdiği begonvilden bir dal kopardım. yazdığım şiire ekledim. Ayaklarımın ucuna basarak yatak odamız da mışıl mışıl uyuyan Güzel eşimin yanındaki sehpanın üstüne koydum.

Sabah uyandığında Yasemin önce başucunda ki begonvili,  sonra da şiiri fark etti. Aldı okudu. Ağladı biraz. Sonra bana sarıldı, öptü öptü biraz daha ağladı.

“Sevgilim” dedim “şiir yazmıyorum ağlıyorsun. Şiir yazıyorum yine ağlıyorsun. Ben de ne yapacağımı bilmiyorum artık”.

Hemen gülmeye başladı. Zaten gülümsemeden duramazdı ki.

Şiirini buzdolaplarımızdan birisinin kapağına, üstünde kızım benim ve kendisinin birlikte çektirdiğimiz bir magnet resimle taktı.

Bu gün Yasemin yok ama o güzel elleriyle taktığı o şiir hala o buzdolabının üzerinde taktığı gibi duruyor.

Aynı şiir “Yasemin. Bak Yeşil Yeşil” kitabımın “32 Yıl Elele” bölümünün ilk sayfasındadır.

İşte o şiiri sizlerle paylaşıyorum.

BEN SENİNLE BENİM

Sen her ”Ben iyiyim” dediğinde, yeşil gözlüm,
Yasemin’im Yasemin kokulum, bir tanem,
ben hayata dönerim, dünyam değişir yaşarım.

Yıldızlar daha bir çoğalır, daha bir parlarlar.
Begonvillerin, zakkumların, Japon güllerinin,
binbir rengini fark ederim.

Denizin mavisi bir başka görünür gözüme,
gönlüm yelken açar, rüzgar saçlarımı okşar.
“Etrafta ne kadar kuş varmış” derim,
bal arılarını bile duyarım.

Sonra keyiflenince, senin nasıl kendinden geçip, eteklerini tutarak,
Rita Hayworth gibi dans ettiğin gelir gözlerimin önüne.
Bakmaya öpmeye doyamadığım gamzelerini düşünür,
dalar, dalar giderim.

Biliyorsun değil mi yeşil gözlüm,
Yasemin’im, Yasemin kokulum, bir tanem,
Dünya seninle güzel ve ben seninle benim.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder