KORE HATIRALARI 2 İSMET KARABENLİ
Tilki Selim diye bir arkadaşımız var. Hergelenin en önde gideni. İzne çıktık. Tilki Selim, Cemal ve bendeniz. Tokyo'dayız Bir bara girdik. Müzik var, Japonlar kızlı erkekli oturuyorlar. Daha içeri girdik, Tilki Selim erkek arkadaşıyla oturan bir kızı kolundan yakaladığı gibi kaldırdı, sarıldı öpmeye çalışıyor. "Ulan Selim dur ne yapıyorsun?" diyene kadar Japonlar ayağa kalktı karşımıza dikildiler. Ben deyim on, siz deyin on beş kişi. Selim kalabalığı görünce yediği boku anladı, oradaki açık bir pencereden atladı kaçtı. Kaldık mı Cemal ile ben adamların karşısında. Katil gibi bakıyor herifler. Bir kelime Japonca bilmiyoruz .
Bize bir saldırdılar, tekmeler tokatlar havada uçmaya başladı. Ben sırtımı bara verdim. Elime her nasılsa bir sandalye bacağı geçirdim, geleni yere seriyorum. Bu arada Allah'tan inzibatlar yetiştirdiler. Kavgayı ayırdılar. Bizi yakapaça bardan çıkardılar. İçeri attılar. Bu arada Japonlar şikayetçi olmuşlar. Bizi hapisten alıp doğru Cemal Madanoğlu Paşanın huzuruna çıkardılar.
Paşa bizi karşısında görünce " Ulan yine mi siz" diye başladı, ağzımızdan girdi burnumuzdan çıktı. Ne şerefsizliğimiz ne haysiyetsizliğimiz, ne vatan hainliğimiz kaldı. O kadar söğdü sıvadı ki sesi kısıldı. Sonunda bizi kovdu. Tam çıkarken " Lan" siz sadece iki kişimiydiniz? Diye sordu. "Evet paşam iki kişiydik diye cevap verdik. "Allah belanızı versin, o kadar adamın kafasını gözünü kırmayı basıl becerdiniz eşek oğlu eşekler? Dedi.
Tam odadan çıkarken duvarda ki aynadan dikiz aynasından bakar gibi paşaya baktım. Sağ eliyle yüzünü kapatmış, çaktırmamaya çalışarak gülüyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder