PAPATYALAR
Bir yazı okudum. "Hüzünlü yürekler" rumuzu ile gönderilmiş bir alıntı. Özetle; adam bir sahil kahvesine gitmiş garsonu çağırmış iki çay söylemiş. Garson neden iki çay, siz bir kişisiniz? Diye sorunca bir tanesi gönlümdeki için diye cevap vermiş.
Garson çayları getirmiş ve çayların yanına bir demet papatya koymuş. Adam gözlerinde soru dolu bir bakışla bakınca; Bu çiçekler gönlünüzde ki için efendim demiş garson.
Bu yazıyı okuyunca yıllar önce ki bir anım aklıma geldi. Marmaris yat limanında çok güzel ve popüler bir lokantam vardı. Bir gün orta yaşlı iyi giyinmiş bir beyefendi geldi ve iki kişilik bir masaya sessizce oturdu. İki kişilik yemek, yanında iki duble rakı ısmarladı. "Rakınıza buz isterminiz?" diye sordum. "Lütfen iki bardağa da koyarmısınız" diye rica etti. "İsterseniz misafiriniz geldiğinde koyayım erimesin" dediğimde "olsun siz koyun lütfen" dedi güçlükle işitilecek bir ses tonuyla..
Lokanta çok kalabalık olduğundan arasıra göz atabildim bir ihtiyacı var mı diye. Bütün gece oturdu ve karşısındaki boş sandalyeye baktı. Kadehini kaldırdı diğer kadehle tokuşturdu. Her seferinde gülümsedi bunu yaparken. Sonra İki sigara yaktı. Bir tanesini filtresi boş sandalyeden tarafa sigara tablasına koydu, diğerini gözleri dalıp giderek içti bitirdi. Sonra birer tane daha yaktı. Kendi yemeğini yedi, içkisini içti, ne diğer yemeğe, ne de diğer içkiye dokundu. Sonunda hesabını ödedi ve geldiği gibi sessizce yürüdü gitti.
Bakın işte bu anımı hatırlattı bana okuduğum yazı. O yıllar okusaydım bu yazıyı ben de adamcağızı incitmemeye çalışarak bir çiçek koyardım herhalde masasına.
Utandım, duyarsızlığıma utandım. Para kazanma derdindeydim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder