29 Ağustos 2015 Cumartesi
BAKLA
İşte size iki ayrı inanış, iki ayrı felsefe, iki ayrı hayat görüşü.
Birincisi o canımın içi, inanılmaz yazar Gabriel Garcia Marquez’den;
“Hayat kısa. Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben bana değer verenleri sevmekle meşgulum”.
İkincisi Charles Bukowski’den;
“ Beş dakika sonra hayatta kalacağımızın garantisi yok. Bu yüzden bu güne kadar sevmediğin, kin duyduğun kişileri ara ve bir daha küfret”
Sizi bilmem ama ben Charles Bukowski’den yanayım. Çok hoş görülü biri olsam da ara sıra cep telefonumun şarjı bitene kadar sövmek istediğim insanlar da var hayatımda. Bunlar bardağı taşıranlar, cami duvarına işeyenler. İnsanı artık çileden çıkaranlar. İnsanın alnını kaşıyanlar.
Siz “Çıkar lan ağzından baklayı ” sözünün nereden geldiğini biliyormusunuz?
Biliyorsunuz da bilmiyorsunuz da ben size anlatayım.
Efendim tekkelerin birisinde Hamza isimli bir mürit var. Çok çalışkan, çok iyi niyetli ama ağzı bozuk küfrediyor. Sonunda bu durum Hamza’yı tekkeden atacak kadar ciddiyet kazanıyor. Ama şeyh Hamza’yı seviyor. Onun iyi bir yüreği olduğunu biliyor. Sonunda “bak Hamza diyor al bu baklayı, ben okudum, koy dilinin altına. Sövmek istesen de sövemeyeceksin, böylece tekkede kalacaksın.
İşte böyle, her şey iyi gidiyor. Hamza sövmüyor.
Yağmurlu bir gün şeyh hazretleri ve Hamza kasabada yürürlerken evlerden birinin penceresi açılıyor ve bir kız çocuğu “Şeyh efendi biraz beklermisiniz” diyor. Tabi şeyh herhalde acil bir durum var diye Hamza’ya beklemeleri gerektiğini söylüyor. İyice bir ıslanıyorlar. Sonra kız tekrar pencereye geliyor ve “Tamam şeyh efendi gidebilirsiniz “ diyor. Burnundan sular damlayan şeyh efendi” İyi de kızım bizi bu yağmurun altında niye beklettin? deyince kız” Annem tavuğumuzun altına yumurta koydu civciv çıksın diye. Bana da dedi ki “ kızım yola bak. Eğer sarıklı biri görürsen durdur. Civcivler heybetli çıkar, ondan sizi beklettim” deyince, şeyh Hamza’ya döner ve “Çıkar lan ağzından baklayı “der.
İnanın belki de hiç düşmanım yok benim. Ama ağzımdan baklayı çıkaracağım anlar oluyor ve şöyle ağzımı doldura doldura sövmeyi öyle bir özlüyorum ki.
Bukowsky, Bukowsky büyük adamsın sen.
Bu yaştan sonra maçamı gitsem ne yapsam acaba?..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder