29 Ağustos 2015 Cumartesi

TANRI HERHALDE SARHOŞTU



Sevgili dostlarım. Elime arkadaşlık ve arkadaşlarla ilgili çok enteresan bir yazı geçti. Sizlerle paylaşıyorum.

“Neden hepsi birbirinden farklı benim arkadaşlarımın? Neden bazıları hatta sıra dışı? Galiba arkadaşlarımın hepsi içimdeki çok farklı kişilikleri ortaya çıkarıyorlar da ondan”

“Birisiyle uslu, kibar oluyorum, diğeriyle şakalar yapıyorum”

“Birisiyle oturup ciddi ciddi konuşuyorum, diğeriyle saçma sapan şeylere kıkırdıyorum”

“Birisiyle oturup çay içiyorum, diğeriyle dans ediyorum”

“Birinin derdini dinleyip öğüt veriyorum, diğerinin bana verdiği öğütleri dinliyorum.”

“Hepsi bir bulmacanın parçaları gibi. Tamamlayınca ortaya bir hazine çıkıyor. Arkadaş hazinesi”

“Beni bazen benden iyi anlayan, iyi günümde kötü günümde beni yalnız bırakmayan, arkadaşlarım farklı günlerde aldığım rengarenk anti-depresanlar sanki”.

“Mehmet Öz “F” vitamini diyor arkadaşlığa. “Friend” kelimesinden geliyor”

“F” vitamininin faydaları saymakla bitmiyormuş. Depresyona girme ve ölümcül krizlerin oluşma riski azalıyormuş. Sizi yaşınızdan 30 yıl gençleştiriyormuş. Dostluğun sıcaklığı stresi azaltıyor, gergin olduğunuz zamanlarda bile kan damarlarınızda pıhtılaşma ve kalp krizi geçirme riskinizi yüzde 50 azaltıyormuş”

İşte böyle dostlarım arkadaşlığın, insanın çeşitli arkadaşları olmasının önemini vurguluyor bu yazı.

Ben dünyanın en şanslı adamlarından biriydim. Hepsi birbirinden enteresan ve sevgi dolu yerli yabancı bir yığın arkadaşımın yanı sıra, Allah bana öyle bir hayat arkadaşı nasip etti ki;

Benimle uslu oldu, kibar oldu, senelerce şakalarıma güldü, katlandı.
Ciddi ciddi konuştuk, saçma sapan şeylerden bahsettik kıkırdadık.
Çay da içtik, dansta ettik her fırsatta.
Birbirimize öğüt verdik, akıl danıştık.
Birbirimize bağlandık, birbirimizi anladık, iyi günlerimizi de kötü günlerimizi de paylaştık,
Her ne olursa olsun, karşımıza ne çıkarsa çıksın, ellerimiz hiç birbirinden ayrılmadı.
Sadece birbirimizle paylaştığımız sırlarımız oldu bizim mezara kadar.
Yasemin’i yalnız ben sevmedim bütün arkadaşlarımda sevdiler. Yasemin’de onları çok sevdi, benimsedi. Çünkü o benim sevdiğim her şeyi sever, inanırdı.

Yeni evlenmiştik, Yasemin’i Toronto’ya gelin götürmüş arkadaşlarıma tanıştırmıştım. Bulgar asıllı, Türkçeyi mükemmel konuşan yakın aktör arkadaşım Vladimir Lakosky Yasemin’ e baktı baktı “Ulan Güven” dedi “Sen bu kıza rastladığında TANRI HERHALDE SARHOŞTU”

İşte, insanlar Yeşil gözlü güzel kadını böyle benimsedi, böyle sevdi, böyle saygı duydu, ona hayranlıklarını böyle dile getirdiler.

32 yıllık evliliğimizde birbirimizin en iyi arkadaşı olduk ve “F vitaminimiz hiç eksik olmadı.

İnsanlar ne sevgilimin 50 ne benim 70 yaşıma merdiven dayadığıma bir türlü inanamadılar. O kadar genç gösteriyor o kadar hayat doluyduk ki, cıvıl cıvıldık.

Beraber ağladık, beraber güldük biz, her şeyimizi paylaştık biz.

Allah Yasemin’im gibi bir hayat arkadaşını herkese nasip etsin.

İşte kaybım bu kadar büyük. Neden hep yazdığımın nedeni de bu.

Ben en iyi arkadaşımı kaybettim. Artık “F” vitamini çok zor.

İnsanın hayat arkadaşını kaybetmesi hiçbir acıya benzemiyor.

Boşuna “Derdim yüreğimde eller ne bilsin” dememiş, koca Sivaslı, güzel insan, Aşık Veysel.

Şimdi sizler benim arkadaşlarım oldunuz. Şimdi sizler benim “F” vitaminlerimsiniz artık.

İşte ben o yüreğimdeki derdi sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.

Hala bitmedi,

Ne olur bana kızmayın,

Bitiremedim ki, bitmiyor ki.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder