18 Ağustos 2015 Salı

GÜLMEK

"Ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu içindeyim. Gülenlere kızıyorum. Halbuki ben yaşamayı severim, delicesine! Öyle şeyler bana vız gelir ki günler boyunca. Düşmanlıklar, iftiralar, yalanlar, ekmek parama göz dikenler, gidip sevgilime beni yerenler, hepsini hepsini sevdiğim günler, saatler vardır. Bütün kinim yirmi dört saat sonra eski zaman havuzları gibi sakindir. Ama bugün yemişlere, çiçeklere bile düşmanım. Karanfil satan adam gülüyor. Ötede simitçi gülüyor. Benden başka hepsi mesut. Topunuzun Allah belasını versin!"
Sait Faik Abasıyanık

GÜLMEK

Düşünebiliyormusunuz, zamanında bana “bu adam ölüyü bile güldürür” derlerdi ve millet bana yalvarırdı “abi konuş” diye “Ne konuşuyum ulan” diye sorardım “Ne olursa abi” derlerdi sen yeter ki konuş, bir şeyler anlat”

Sonra ben alırdım sazı elime ve anlatırdım, konuşurdum, fıkralar, kızlar, hatıralarım, hayatım, millet gülmekten bayılırdı. Ara sıra da istedikleri komik türküleri söylerdim mesela “manda yuva yapmış söğüt dalına” gibi veya “minareden at beni, in aşağı tut beni” gibi çok severlerdi.

En fazla da yeşil gözlü güzel kadın gülerdi, bilmem kaçıncı defa duymasına rağmen anlattıklarımı ve de türküleri. Hatta o kadar gülerdi ki gözlerinden yaş gelirdi. Çok mutlu olur, ellerimi tutar, sarılır, devam edeyim diye gözlerimin içine bakardı.

Ben kendi şovuma herkesten fazla gülerdim. Benim böyle güldüğümü görenler daha fazla gülerlerdi ve en fazla ben eğlenirdim

Mona Titti isimli dünyaca meşhur lokantamız açıkken bazen havasına girer, bütün müşterilerimle dalga geçer, çok takılırdım onlara hem de İngilizce olarak. Vallahi o kadar gülerlerdi ki sandalyelerinden düşenler olurdu. Neredeyse bütün müşteriler ertesi gün tekrar gelirler ve bana açıktan açığa yalvarırlardı, onlara takılmam, onlarla uğraşmam için.

O kadar hayatı seven ve kendimi paylaşan bir insandım yani.( şimdi de öyleyim. Maalesef, ne hayatı sevdiğim kaldı, ne o neşem. Ama hala paylaşıyorum görüyorsunuz)

Karıma sarılır “ Hiçbir şeyde gözüm yok, sen yanımda ol yeter derdim” o da beni kıskanmaz affederdi. Çünkü lokantamıza gelen her kadın ve kız bana sarılır fotoğraf çektirirdi.

Düşünebiliyormusunuz? Bu kadar gülmeyi seven, sevdiren ve hiç susmayan insan, şimdi etrafımda gülenlere, kahkaha atanlara, mutlu olanlara sinir oluyorum.

İşte bazı günler, kendimi Sait Faik Abasıyanık’ın yazdığı gibi hissediyor ve dünyayı onun gördüğü gibi görüyorum. Böyle olmak, böyle hissetmek, güzel değil, inanın hiç güzel değil.

Ama sizlere güleceğiniz, çok güleceğiniz ve eğleneceğiniz yazılar da yazacağım. Çok sürünsem de, çok acı çeksem de, güneşin yine doğudan doğduğu ve pırıl pırıl olduğu günlerin geleceğine inanıyorum. Lütfen sizde inanın ve bana bu zor günlerim de tahammül edin.

Beraber ağladık, beraber güleceğiz.

Yeter ki o kadar dayanabileyim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder