27 Ekim 2015 Salı

BEYİNSİZLİK ÖZLEMİ


Sağ kolumu göğsümden yukarı kaldıramıyorum. Ama hiç değilse ameliyat yarası kapandı. Artık duş alabiliyorum. Aman Allah’ım ne güzel bir duyguuuuuu…
Sağ elimle kafama şampuan sürmeye çalıştım. Kafama ulaşamadım, çünkü sağ kolum kalkmadı. Ben de kafamı sağ koluma götürmeye çalıştım. O da olmadı. Çaresiz sol elimi kullandım bütün operasyon boyunca. Aman sol elim bir yoruldu, bir yoruldu sormayın. Alışmamış ki çalışmaya.
Siz hiç gece uyurken üstünüzden kayan yorganı veya pikeyi tek elinizle tekrar üstünüze çekmeyi, veya sabahları tek elinizle yatağınızı yapmayı denediniz mi?
Deneyin deneyin, çok eğleneceksiniz.
Evin her tarafında tenis raketleri, Wilson tenis çantam, içinde tenis kıyafetlerim öksüz öksüz bir kenarda duruyor. Motorsikletimi garaja çektim. Bu kolla binemiyorum ki. Yüzme havuzum pırıl pırıl, tertemiz, yüzemiyorum. Yelkene çıkamıyorum, çünkü iki kola ihtiyacım var.
İki kolumla sarılamıyorum ama bu beni pek rahatsız etmiyor, zaten sarılacak kimsem de yok. Eğer birileri olsaydı sarılacak kadar sevdiğim, o ağrıyan kolum kopsa da sarılırdım biliyorum.
İsyan etmiyorum. Kader utansın.
Ara sıra tenis kulübüme gidiyor, boynumu büküp, coşkuyla tenis oynayanları seyrediyorum. Bazen duygulanıyor, dayanamıyor içimi de çekiyorum.
Allah Yasemin’den başladı, bütün sevdiklerimi geri mi alıyor ne!..
Ama hala yıkılmadım ayaktayım. En çok da ben hayret ediyorum bu yüzsüz direncime.
Allah kimseyi beyin hariç, hiçbir organından mahrum etmesin.
Beyin ülkemizde pek de yokluğu hissedilen bir organ olmadığından ha olmuş ha olmamış, pek kimse özlemez diye düşünüyorum.
Ne yapalım yaşayıp gidiyoruz işte.
Bir çoğunuzu hiç tanımıyorum bile, ama sizlere nasıl bağlıyım ve sizleri nasıl seviyorum bilemezsiniz canım "F" lerim benim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder