"KİKO STELLA" ,, ADAMIN HASI
Yanımda gördüğünüz bu güzel, enterasan kardeşimin adı Kiko Stella, Mirage isimli bir sinema şirketinin sahibi. Kendisi Italyan, Napoli doğumlu. Çok tanınmış bir film direktörü ve yapımcısı. Dün gece marinada ki mağazama geldi, böylece tanıştık. Bir anda birbirimize kanımız ısındı. Neler konuştuk neler.
Ona, benim bir Fellini hayranı olduğumu, Fellini'ye olan hayranlığım yüzünden kitap yazmaya başladığımı söyledim. Pier Paola Pasolini'den bahsettim. Onun Maria Callas'la Göreme de yıllar önce yaptığı Medea isimli filmi anlattım. Pasolini'nin 1975 yılında Roma'da öldürülmesini ve katilinin hala bulunmadığına ne kadar üzuldüğümü söyledim. Roma'yı Floransa'yı Siena'yı Toscana Vadisinin büyüleyici güzelliğini, Genoa'nın dar sokaklarında ki fahişeleri, Portofino'yu İtalyan Riviera'sında ki malikhaneleri, Komo gölünü, sarapları, yemekleri, İtalyan moda dünyasının cazibesini, Sophia Loren'i, Claudia Cardinale'yi Giancarlo Giannini'yi, İtalya'yıne kadar sevdiğimi anlattım. "Napoli'ye gelmemişsin,. Napoli'yi görmeden İtalya'yı gördüm diyemezsin" dedi.
Oturduk, bir Türk kahvesi ısmarladım.Bir zamanlar Kanada da yasadığımı duyunca derinden bir "ahhhh" cekti ve bana 1983 yılında moda çekimleri yaparken Kanada'lı bir mankenle taniştığını, 6 ay birlikte olduklarını ve kadının kaprislerine dayanamadığını, hayatını burnundan getirdiğini, sonunda ayrıldıklarını söyledi. "Ama unutamadim işte" deyip cep telefonunda ki yüzlerce resim içerisinden eski sevgilisinin resmini buldu, gösterdi. Mücevherler, kürk mantolar icerisinde, Grace Kelly'e çok benzeyen, çok güzel bir kadının resmiydi gösterdiği resim.
Uzun süre oturduk konuştuk. Hiç gitmek istemedi.' Ben sanatkarım, sanatkarlar da para olmaz Güven" dedi. "Şu anda yeni başlayacağım filminin yapımcılarının motor yatında seyahat ediyorum. Herifler de para bol. Seni çok sevdim. İnsanın sonunda konuşabileceği birisini bulması o kadar güzel ki. Bizimle gel. Bir hafta Yunan Adalarını gezeceğiz. Ne güzel yer, içer, dertleşiriz, sonra Marmaris üzerinden döner seni bırakırız. Dedim ya bu heriflerde para bol. Seni Türkiye'de yapacağım filmimin danışmanı olarak tanıtırım. Hiç bir şey anlamaz salaklar. Ne diyorsun" diye sordu gözlerimin içine bakarak. O kadar samimi gözüküyordu ki.
Bir an icimden bir ses "Atla git lan" dedi. Ama işte sezon ortası' ekmek parası banka ödemeleri, "Nereye gidiyorsun salak" diye uyardı başka bir ses. Dünyaya kazık çakacağım ya...
Kibarca cok istememe rağmen bunun mümkün olamayacağını söyledim. Sebeplerini anlattım. Üzüldü, vallahi üzüldü, hissettim.
Sonra vedalaştık. Bana bir kartını verdi.
Beni filminin galasına, Napoli'ye davet etti. Sarıldık, ayrılmadan "Bende artik yoruldum. Emekli olacağım" dedi. Kaç yaşındasın Titto diye sordum. 64 cevabıni alınca dur bakalim ne emekliliği? Sen daha dünkü çocuksun dedim. Çok güldü. Bir kez daha sarıldı.
Beni filminin galasına, Napoli'ye davet etti. Sarıldık, ayrılmadan "Bende artik yoruldum. Emekli olacağım" dedi. Kaç yaşındasın Titto diye sordum. 64 cevabıni alınca dur bakalim ne emekliliği? Sen daha dünkü çocuksun dedim. Çok güldü. Bir kez daha sarıldı.
Gitmeden, "Bu gün hiç aklımızda yokken bir berber bizi zorla iceri sokup beşimize birden burun ağdası yaptı. 150 Euro ödedik. Çok mu ödemişiz" diye sordu. Bu defa da ben çok güldüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder