YAAAA...NEREDEN NEREYE
Her 10 Kasım sabahı, saat dokuzu beş geçe sirenler çaldığında, anam ağlamaya başlar, gözyaşlarını başından hiç çıkarmadığı baş örtüsüne siler, sonra da o gün kıldığı her namazda atamıza rahmet okurdu.
Nerelerden nerelere geldik. Bir stadyum dolu Atatürk'ümüzü seven ve onu inkar eden kalabalıklara, kutuplaşmalara sahit oluyoruz artık. Bizler, aydın kesim, kültürlü kesim, okumuş kesim, burnu havada kesim sustukca, bu vurdum duymazlığına devam ettiği sürece, hep aynı şeyleri söylemeyi tekrar edip durduğu sürece, daha nelere sahit olacağiz nelere. Hazırlıklı olun. Mide ilaclarınızı artırın. Tavsiye isterseniz benimle temasa geçin. Memnuniyetle benim son 10 senedir kullandığım ilacların listesini gönderirim adresinize. Kendi düşen ağlamaz. Buraya bir Fatih Terim bilmişliği sokabilirim. " AĞLAMAMALI"
Kimseye kabahat bulmayalım, suçlamayalım. Gözlerimizi kendi üzerimize çevirmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Yillardır bakar körü oynadık. Nüfusumuzun yarısından çoğunu yok saydık, adam yerine koymadık, burun kıvırdık, küçümsedik, "Bizim ordumuz var" dedik. "Zamanı gelince derslerini alırlar" dedik. Burnumuz bir türlü havalardan yere inmedi. Kendimizi hep birinci sınıf vatandaş, hep birinci mevki yolcusu olarak gördük. Adamlar gece gündüz calışırken bizler mışıl mışıl uyumayı tercih ettik.
Ve sonunda bizler panik içinde çırpınırken uzun adam televizyon ekranlarından gözümüze baka baka" Atı alan Üsküdar'a geçti "dedi yüzunde alaycı bir gülumsemeyle. Dalgasını geçti.
Herseyden önce tembelliğimizden, gururumuzdan ve adam sendeciliğimizden bu hallere düstüğumüze inanmamız, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor. Yıllardır yok sayıp, kınadığımız, cahillikleriyle dalga geçtiğimiz, insafsız ön yargılarımızla ezdiğimiz insanlara sarılıp onları kendi ellerimizle bu adamların kucaklarina atıp sömürülmelerine sebep olduğumuz için özür dilemeliyiz. Eğer bunu yapabilir, onları samimiyetimize inandırabilirsek, ancak o zaman karşımızdakileri kendi silahlarıyla vurabiliriz. Çooook calışmamız lazım çooook. Lafla, ağlamakla, sikayetle, intizarla peynir gemisi yürümüyor. Bu insanları bu hale biz getirdik, adama atı biz kendi elimizle verdik...(Sergilenen sahtekarlıklardan bahsetmiyorum. Olanları hepimiz biliyoruz)
Beğenin beğenmeyin atı teslim ettiğimiz adamdan alıp, Üsküdar'dan geri getirmenin tek yolu bu.
Ayaklarımızın yere basma zamanı geldi. Geldi de geçiyor bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder