ARAMIZDA KALSIN...
Ben çocukken kendi ölümüme ağlardım biliyor musunuz.
Bu çoğu zaman gece yatağımda yorganımı başıma çektiğimde olurdu. Çocuk kafamla senaryolar üretirdim. Aslında neden böyle düşünürdüm bilmiyorum. Neden böyle düşünürdüm bilmiyorum diyorum çünkü beş kardeşin en küçüğüydüm. Çok seviliyordum daha altı yaşlarındaydım. Belki de bu kadar sevilmek korkutuyordu beni. Belki de bu sevgiyi kaybetmekten, yalnızbaşıma kalmaktan korkuyordum. Belki de beni bu kadar sevenlere beni bu kadar sevdikleri için bir ders vermek istiyordum. Belki de sevgi şımarığıydım.
O kadar çok senaryo üretirdim ki, sonunda kendi kendimi yorup uykuya dalardım. En sevdiğim senaryo da hasta olup sırtüstü yatağımda yatmaktı . Annem, babam, küçük ablam Suzan , küçük abim Erdoğan baş ucumda dikilirler ve hepsi ağız birliği etmiş gibi beni ne kadar sevdiklerini ne kadar özleyeceklerini söyler, birer birer saçlarımı okşarlardı.( Büyük ablam Ayten ve büyük abim İsmet baba evimizi çok erkenden terk ettikleri için onlar yoktular).
Bense onlara bakar bakar onları ne kadar özleyeceğimi düşünür, içimi çeke çeke ağlardım. Yattığım yerde bunları kurarken hakikaten de ağlardım.. O kadar ki yastığım neredeyse sırılsıklam olurdu. Sabahları yatağımı yapan annem yastığımın neden ıslandığına bir türlü bir anlam veremez, sorgu dolu gözlerle gözlerimin içine bakar, ikimiz de susardık.
Ben bunları hiç kimseye anlatmadım, kimselere bahsetmedim. Hep içimde bir sır olarak kaldı. Demek ki doğrusu 71 yaşıma kadar sessiz kalmakmış.
Ben çocukken kendi ölümüme ağlardım biliyor musunuz?...
Aramızda kalsın... olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder