8 Mayıs 2018 Salı

BÜYÜK REİS

Yazmayayım yazmayayım diyorum, içime atıyorum. İçim yanıyor, dayanamıyorum. Üzülüyorum, yoruluyorum hasta bile oluyorum. Dişlerimin hepsi sağlam ama müthiş bir diş ağrısı çekiyorum. Öyle bir ağrı ki ne bana yemek yediriyor, ne de doğru dürüst konuşabilliyorum. Dişçim stresten bağışıklık sistemimin zayıfladığını. Diş etlerimde çekilme meydana geldiğini, yirmilik dişimin dibinden hava aldığını, çekilmesi gerektiğini söyledi. Tabi haklı yetmiş bir yaşında adamın ağzında yirmilik diş rahat durur mu?

Her telefon açıp "abi, BÜYÜK REİS ne haber? " diye sorduğumda "vay canım kardeşim aramış" diyen o  sesi,  telefonda gülümseyen o yüzü küçük bir çocuk gibi her içimden geldiğinde sarılı sarılı verdiğim o heybetli adamı nasıl özlüyorum, nasıl özlüyorum bilemezsiniz. Bugün 40 gün geçmiş. Hala inanamıyorum, zaman nasıl da  uçup gidiyor. Hadi canlarım bir fatiha da siz okuyun  Hak ediyor inanın. İsmet Karabenli çok özel ve dünyaya ender gelen bir insandı.  .

Goran Bregoviç o meşhur şarkısında "in the death car, we are alive" diyor.  Ölüm arabasında hayattayız, yaşıyoruz demek.
Yani hepimizin sonu belli ve biz bunu bilerek bu araba da seyahat ediyoruz yaşıyoruz  demiş. Yaşamı nasıl da güzel anlatnış bir cümlede.

(Bu arada Muharrem İnce'nin adaylığı resmen açıklandı. Diş ağrımı unuttum mutluluktan. Hem de İlhan Kesici Gardaşım açıkladı.vatana millete hayırlı, uğurlu olsun)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder