30 Temmuz 2015 Perşembe

BU NASIL BİR BAYRAM Kİ???



Özel günler hiç bitmiyor. Biri biterse bir diğeri başlıyor.

Sanki bağrınıza bir hançer saplanıyor, siz acıdan sürünerek onu çıkarmaya çalışırken bir diğeri yetişiyor.

İşte bayram da geldi kapıya dayandı.

Şimdi kim sarılacak boynuma?

Nerede o içime bir orman serinliği veren yeşil, yemyeşil gözler.

Nerede o güneş doğması gibi gülümseme?

Nerede o gamzeler?

Nerede o “hayırlı bayramlar sevgilim, seni o kadar seviyorum ki” diyen o güzel ağız?

Nerede beni hayata, yaşama bağlayan, bana yaşamı, yaşamayı sevdiren o güzel kadın şimdi ?

Kiminle bayramlaşacağım ben şimdi gözümü açtığımda bayram sabahı?

Bu nasıl bir bayram ki?

270 gün, 6480 saat, 388800, dakika geçti aradan.Sevdiğimi kaybedeli.

Uzadıkça uzayan, hiç geçmeyecek, bitmeyecek gibi hissettiğim; 270 gün, 6480 saat, 388,800 dakika.

Hani, Nazım Hikmet Abidin Dino’ya “ Yahu Abidin sen mutluluğun resmini yapabilirmisin” diye sormuş ya.

İşte size mutluluğun resmi.

Bakın bu resme, iyice bir bakın, inceleyin.

Sevgilimin kafalarımızla, boynuma doladığı kollarıyla, o harikalar yaratan, uzun parmaklı, güzel elleriyle yarattığı şekli görüyormusunuz?

Fark ettiniz mi ne olduğunu?

İşte bu fotoğraf geçen bayramda cekilmişti.

Şair boşuna yazmamış ”En ağır işçi benim günde 24 saat seni düşünürüm” diye

Aynen öyle işte!!!

Aynen.

Siz siz olun sevdiğiniz yanınızdayken bayramınızı iyi yaşayın.

Öyle bir sarılın ki, hiç bitmesin bayramınız sürebildiği kadar sürsün.

Benden söylemesi.

Hayırlı bayramlarınız olsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder