30 Temmuz 2015 Perşembe
SENİ SEVİYORUM
Akşamları restoranımızı ve mağazamızı kapattıktan sonra, o her köşesini dantel gibi işlediğimiz, inanılmaz emek vererek, alın terimizle inşa ettiğimiz muhteşem evimizin terasında, yorgun ayaklarımızı uzatır, yorgunluğumuzun tadını çıkarırdık yeşil gözlümle.
Elele, kucak kucağa, cırcır böceklerini dinler, etrafımızı çepeçevre saran çam ağaçlarının, bahçemizden yayılan yasemin ağaçlarının kokusunu içimize çeker, yıldızları seyrederdik. Sıcak ama çok güzel yaz gecelerinde.
Sevgilim birden yemyeşil gözlerini gözlerime diker “Seni öyle seviyorum ki Güven” derdi.
“Nereden icabetti, şimdi sevgin mi kabardı” diye sorar, şakacıktan, gülerdim. “Bilmem, içimden geldi, her şey o kadar güzel ki korkuyorum” derdi.
Sesinde gökyüzünü yıldızları, denizleri, yelkenlileri, arı kuşlarını, hissederdim. Vücudumun en erişilmez yerlerine kadar oksijenin yayıldığını, gözlerimin ışıl ışıl yandığını hayata bağlandığımı, hayata sarıldığımı, yapıştığımı hissederdim. O bana “Seni o kadar seviyorum ki Güven” dediğinde. Bana yeni bir dünya veriyor, usulca yeni bir dünya koyuyor kucağıma gibi hissederdim.
Sonra “Bende seni çok seviyorum” der o dünyayı, o gökyüzünü, yıldızları arı kuşlarını her şeyi ona uzatırdım. Sonra dünyamızın bir ucundan ben, bir ucundan o tutar. Sırtımızı dağlara verir havuzun üstünde ve etrafında uçuşan sevimli yarasaları seyreder, gece kuşlarını dinlerdik.
O sıcak ama güzel yaz gecelerinde, o sihirli terasımızda, yorgun ama mutlu gövdelerimizin üstüne yıldızlar yağar sırılsıklam olurduk. Gözlerimiz gökyüzü dolar, ışıl ışıl bakardık birbirimize, öpüşürdük.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder