30 Temmuz 2015 Perşembe

İSYAN



Eşimi kaybettikten sonra herkes kendine göre bana bir şeyler anlattı, bir şeyler söyledi son 9 ayda.

Bunlardan birisi “Allah sevdiklerini erkenden alırmış yanına” hadi bu neyse.Bağrımıza taş basıp kabul edelim.

İkincisi; Eğer Allah’ın bir kulu başka bir kulunu Allah’tan fazla severse, Allah sevdiğini o kulun elinden alır, o kulunu yalnız yaşamaya mahkum edermiş.

Bu hiç kabul edemeyeceğim bir cezalandırma şekli. Allah kendi yarattığı kulunu nasıl kıskanır ki.

Sonuncusu; Allah’ın kullarını denemesi, imtihan etmesi.

İşte buna ne dayanabiliyor, ne de bunu kabullenebiliyorum.

Allahın insanları imtihan etmesi, denemesi, bu kadar mı gaddar bu kadar mı acımasız olur.

O henüz 52 yaşında, sevdiği, hoşlandığı müziği duyduğunda, yüzünde ki o güzel gamzelerini ortaya iyice ortaya çıkararak, melekleri kıskandıracak gülüşüyle, kendinden geçip inanılmaz zevk alarak oynayan, dans eden, dünya güzeli kadının, ayaklarının üstünde duramaması, kolunu bıraktığımda sendelemesi, düşmesi mi, kendi başına iki adım bile atamaması, nefes nefese kalması mı Allah'ın imtihanı, Allah'ın adaleti?

O güzelim harika tablolar yaratan, incecik parmakların artık ismini bile yazamayacak kadar körelmesi, hareket kabiliyetini yitirmesi midir Allah’ın imtihanı, adaleti?

Nedir bu böyle, önce verip, sonra geri almak? Bir çeşit oyun mu bu?

Allah kendi yarattığına nasıl bunu layık görür, nasıl kıyar, nasıl bu kadar eziyet eder, acı çektirir ki?

Siz evlatlarınıza bunu yapar mısınız? Yapabilirmisiniz?

Bir yerlerde bir şeyler çok yanlış ve çok acı verici.

Artık hiç anlamıyorum, anlamaya da çalışmıyorum.

Bıraktım yani.

Sabretmekten, sabretmeye çalışmaktan, kabullenmeye uğraşmaktan yoruldum artık.

Ne olacaksa olsun.

İnceldiği yerden kopsun.

Kopsun be!!!

Kopsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder