İçmeler Kasabası, Gölenye mahallesi, Ortapınar caddesinde sabahları saat 9 ile 10 arası, köpeklerini gezdiren veya sabah yürüyüşüne çıkanlar veya evlerinden dolmuş durağına gidenler, beyaz saçları dağınık, beyaz sakallı, gözlerini bir noktaya dikmiş, iki adet uzun tüylü kurt köpeği ile yürüyen yaşlı bir adamla karşılaşırlar.
Adam onları görmez veya gördüğünü belli etmez. Sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi sessizce yanlarından geçer. Köpeklerin her durmak istediği yerde durur, sabırla onları bekler. Hep aynı yere kadar gider, sonra gerisingeri döner iki kurt köpeği ve yaşlı adam.
Dönüşte adamın köpekleriyle yalnız yaşadığı villaya yaklaştıkça villanın bahçesinden yükselen muz, incir, nar, portakal, mandalina, kayısı, limon ağaçları, rengarenk açmış zakkumlar, begonviller, Japon gülleri daha bir belirlenir, ortaya çıkarlar. Adam hiç birini fark etmez. Etrafta koşuşan sincapları,uçuşan veya yem arayan serçeleri, alaca kargaları, portakal kuşlarını, minik,çok minik saka kuşlarını, ağaç kakanları, kuyruk sallayanları, kara tavukları da fark etmez. Yorgun gözlerle villanın duvarlarına, eşinin sağlığında tahta bir iskelenin üzerinde korka korka yaptığı melek resimlerine bakar, sadece onlara odaklanır.
Eve döndüklerinde köpeklerin sularını kontrol eder, mamalarını verir. Mor, çivit boyalı demir kapıyı dışarıdan dikkatlice kapatır ve yüzünü kapının yanında artık bir ağaç halini almış yasemin çiçeklerine döner.
Sanki birden kendisine sihirli bir el değmiş gibi duruşu değişir, kanı damarlarında tekrar dolaşmaya başlar. Ağacı sarılır gibi okşar, gülümser ve konuşmaya başlar onunla. Ara sıra öper bile. Sonra incitmeden korkar gibi inanılmaz bir hassaslıkla açan çiçekleri toplar sağ avucuna alır ve sanki vücudunun bütün hücrelerine göndermek ister gibi derin derin koklar onları. Sonra ağacı tekrar, tekrar okşar, sarılır, öper, gülümser ağaca, sonunda vedalaşır.
Beyaz dağınık saçlı, beyaz sakallı yaşlı adam arabasına doğru yürürken avucundaki çiçekleri koklamaya devam eder. Arabasının kapısını açar, arabayı çalıştırır çiçekleri özel yerlerine ihtimamla yerleştirir, onlara bakar gülümser, bir şeyler söyler kendi kendine, aynaya bakar kendisine de gülümser belirli belirsiz ve basar gider.
Bu her gün böyledir. Hava nasıl olursa olsun fark etmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder