8 Şubat 2016 Pazartesi

HİÇ ŞANSIMI ZORLAMADIM Kİ


Kanada’nın Toronto şehrinde 10 yıl yaşamıştım. Tam 10 yıl dile kolay. Evimden, yurdumdan, anamdan, akrabalarımdan, arkadaşlarımdan uzak tam 10 yıl.

Türkiye’den ayrıldığımda 22 yaşındaydım, 10 yıl sonra 32 yaşında bir aylık tatil alıp Türkiye’ye tatile geldim, beraber yaşadığım bir kız arkadaşımla. Tesadüfen Yasemin’e rastladım Abimin evinin önünde. O Türkiye’den ayrılırken 8 yaşında bıraktığım küçük kız büyümüş o kadar güzel bir genç kız olmuştu ki çarpıldım. Ayaklarım adeta yerden kesildi.

Elini uzattı bana ve yüzünün iki yanında ki güzel gamzeleri ortaya çıkaran o melekleri, kıskandıracak bir gülümsemeyle “Merhaba Güven Abi” dedi. “Ben Yasemin, kuzenin Yasemin” Benim aptal aptal baktığımı fark edince Cemal Sicimoğlu’nun kızı Yasemin diye ilave etti.

Gözleri pırıl pırıl ve yemyeşildi. Takıldım kaldım. “Allahım” dedim “Bu ne güzel bir kız” “Allahım” dedim “Ben bu kıza çarpıldım” “Allahım” dedim “Ne yapacağımı bilmiyorum, ne söyleyeceğimi, nasıl hareket edeceğimi de bilmiyorum, ne olur bana yardım et, elimden tut” Sanki bütün vücudum bir çift göz oldu. Ona o kadar sevgiyle, o kadar duygulu, o kadar isteyerek baktım ki. Hiçbir yere gitmesini istemedim. Çakıldım kaldım.

Sonra neler oldu neler. Ve biz evlendik. Sonra bir gün ben Yasemin’e hayatım dedim sen benim gibi kötü şöhretli, yurt dışında yaşayan, senden 14 yaş büyük, nişanlanmış ayrılmış, evlenmiş ayrılmış, sana rastladığında bile yanında başka bir kadın olan, cins bir adamla nasıl evlenmeye evet dedin ki, bu güzelliğinle.

“Şımar mamaya söz verirsen anlatırım” dedi. Sarıldım öptüm ve şımar mayacağıma söz verdim.

“İlk karşılaştığımız da, gözlerimin içine öyle güzel baktın ki, karşımda çok yalnız ve yüreği sevgiyle tıka basa dolu bir insan gördüm ben” diye başladı anlatmaya. O güne kadar bana böyle güzel, böyle duygu dolu bakan hiç kimse olmamıştı.

Bilmediğin bir şey daha var. Ben seni 8 yaşımdan beri seviyordum, hani sen üniversiteye giderken babamdan saz dersi almaya gelirdin ya, taa o zamandan beri. Sonra İsmet Abin beni babamdan isteyince. Kulaklarıma inanamadım.

Ben zaten seni görür görmez kararımı vermiş, insana öyle bakan birisinin kötü bir insan olamayacağına inanmıştım. Ben sen ellerimi bırakmadığın sürece senden hiç ayrılmamaya ve dünyanın en ucuna kadar da olsa seninle gitmeye zaten kararımı vermiştim” dedi.

Hatırlıyor musun sana “Bana hiçbir şey kanıtlamaya mecbur değilsin. Nasıl bir insan olduğunu da izah etmek zorunda da değilsin. “Ben senin nasıl birisi olduğunu zaten biliyorum. Ben sana “Evet” dediğim anda seni hayatımın sonuna kadar seveceğime, sana hayatımın sonuna kadar sadık kalacağıma, seni hayatımın sonuna kadar destekleyeceğime ve üzmeyeceğime söz verdim “ demiştim. Diye konuşmasını tamamladı.

Sonra da benim bilmiş bilmiş sırıttığımı görünce. “Şımarma” dedi. Bak söz verdin, şansını da zorlama tamam mı”?

Hiç şansımı zorlamadım ki Yasemin!, zorladım mı?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder