8 Şubat 2016 Pazartesi
YAKINMA
Yasemin’cim sen hayattayken yaşım hiç aklıma gelmezdi. Senden 14 yaş yaşlıydım. 42 yaşındaydım kızımız dünyaya geldi. İkinizi de o kadar seviyordum ki. Senelerce deliler gibi çalıştım, hiç durmadan spor yaptım. Sadece sizlerle yaşayabildiğim kadar uzun yaşamak için. Hep benim önce öleceğime inanmıştım. Senin bırakıp gideceğin hiç aklıma gelmemişti ki.
Dünya yaşlıların dünyası oldu artık. Ama hala yaşlılara yer yok. Onlara karşı sergilenen kabalıklar, laf çakmalar hala devam ediyor. “A moruğa bak bir de pembe gömlek giymiş” Adama bak kaç yaşına gelmiş tarz gözlük takıyor” Ulan ölmeye bir başı kalmış, birde bisiklete biniyor” “Herife bak geberecek hala rakı kadehi elinden düşmüyor” “Bak bak, baksana, sen herif dinazora dönmüş, hala fıstık gibi kızlarla geziyor. Bunların bazıları.
Tabi kimse bana böyle hitap etmiyor, daha doğrusu edemiyor. Çünkü eğer ağızlarından bana karşı öyle bir laf çıkarsa, ağızlarını kulaklarına kadar yırtacağımı biliyorlar. “Abi diyorlar sen ne yaparsan yap, sen giyersen giy sana yakışıyor. Sen tarzsın, sen başkasın, senin karizman kimsede yok. Kadın erkek hala bana sarılıp her fırsatta benimle fotoğraf çektirmeye devam ediyorlar. Ama benim de canımı sıkan şeyler var.
Sevgilim, bir insanı sevmek, birisine sarılmak neden suç oluyor ki. Yani 70 yaşında birisi 30 yaşındaki birisine sarılamaz, sevgisini gösteremez, elini tutamaz, koluna giremez mi. Neden bu böyle karmakarışık bir matematik problemi haline dönüşüyor ki.
Hani ortaokulda havuz problemleri vardı ya, bir boru bir havuzu 6 saatte dolduruyo, içinden saatte şu kadar su akıtıyo. İkinci boru aynı havuzu 8 saatte dolduruyo. Şu kadar su akıtıyo. İkisi havuzu kaç saate doldurur gibi iğrenç hesaplamalar vardı. Bu onları da geçti.
Sevgi ne zamandan beri rakamlarla hesaplanmaya başladı ki. Sevginin yaşımı olur yahu. Elalem ne düşünürmüş. Hay elalemin……diyorum. Ayıpmış! Sanki kıçıma string mayo giyip denize giriyorum. Allah’ım sen aklımı koru. Veya bu insanlara akıl ihsan eyle. Veya ikisini de yap ne olur diye dua ediyorum iki de birde.
70 yaşında( aslında 70 yaşında değilim)kaptanım, aynı zamanda yelken yarışçısıyım. Yıllardır tenis oynuyorum. 30 senedir motorcuyum. 60 yıldır kayak yapıyorum. Ege bölgesinde tırmanmadığım dağ kalmadı neredeyse. Problem yok. “Ne adamsın yahu” diyor iltifat ediyorlar, hayranlıklarını dile getiriyorlar. Ama 30 yaşında birisini koluna takar gezersen sen den kötüsü yok. Yakışıyormuymuş, sanki üzerime giyip geziyorum. İçimde kötülük olsa bari.
İnsan birinin elini tutmayı birinin koluna girmeyi, birine sarılmayı veya birinin koluna girmesini, veya kendisine sarılmasını özlemez mi? İlle de önce nüfus cüzdanı mı sorması lazım. Polis miyim lan ben? Ahlak zabıtasımıyım?
Sevgilim ben seninle birlikteyken hayatın bu kadar sıkıcı, insanların bu kadar bencil ve kötü olduğunu bilmiyordum ki. Meğer sen beni nelerden korumuşun bi tanem. Lanet olsun içimde ki sevgiye de, insanlığa demek geliyor artık. Sen gittikten sonra kiminle oynayacağımı bilmiyorum ki.
Yoruldum yahu, valla yoruldum be güzelim. İnşan yaşamaktan yorulur mu, yoruluyor işte, yoruluyor. Bu insanlar ne kendileri yaşıyor, ne de yaşamaya çalışanlara tahammül edebiliyorlar.
Düşünüyorumda Abraham Lincoln boşuna” Allah herhalde salakları çok seviyor olmalı, yoksa bu kadar yaratmazdı” dememiş.
Yani!... Aynen öyle işte
Aziz Nesin toprağın bol olsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder