BALTA
Cruise gemileri iptal. Turizm şirketleri Türkiye’ye yapılan rezervasyonları harıl harıl başka ülkelere yönlendiriyorlar. Marmaris gibi hayatını, geleceğini turizme bağlamış bölgelerde esnaf kara kara düşünüyor. İşin kötüsü ne düşündüklerini, ne yapacaklarını bilmiyorlar. Büyük ümitlerle, büyük paralar harcanarak yapılan oteller ev haline, apartman haline dönüştürülüyor. Bankamatiklerden para çekenleri kıskanır hale geldik. Arabaya 50TL benzin koyuyorum arkamı dönünceye kadar bitiyor. Milletin tek tesellisi sigara, iki kadeh içkiydi, zam üstüne zam, artık sigaralar sarılmaya, merdiven altlarında rakı votka her çeşit alkollü içki üretilmeye başlandı. Kaçakçılık aldı başını gidiyor. İnsanları çileden çıkartmak, sabırlarını ölçmek, ümitsizliğe düşürmek, ülkeyi batağa sokmak için yapılabilecek bütün planları yapmış, her şeyi inceden inceye düşünmüşler. Her gün yeni bir kötü haber, yeni bir tezgah duyarak uyanıyoruz. Şeytanın aklına gelmeyen, Bizanslıları ve Çinlileri gölgede bırakacak oyunlar oynanıyor.
Ben İstanbul’da üniversitede okurken 60 lı yılların sonunda 70 li yılların başında bir türkü vardı dilimizde. Ben çalar söyler arkadaşlarım da eşlik ederlerdi;
Odun kırıcıydı, Adı İlyas’tı
Yanına yaklaştım, yüzünü astı
Dedim “işler nasıl?”, bir küfür bastı
Arkasından baltasını biledi biledi biledi biledi.
Yanına yaklaştım, yüzünü astı
Dedim “işler nasıl?”, bir küfür bastı
Arkasından baltasını biledi biledi biledi biledi.
İşte bizleri bu hale getirmek, baltalarımızı biletmek, birbirimize, düşman etmek, bir iç savaş çıkarmak için, ama dış güçler, ama iç güçler ellerinden geleni yapıyorlar. Amerika’ya Irak’tan, Afkanistan’dan, Suriye’den boy boy asker tabutları postalanmaya başlanınca Amerikan halkı öyle bir tepki gösterdi ki bu tepkiden korkan silah tacirleri Amerikan askerlerini feda edeceklerine bizleri karşı karşıya getirmeye, birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Ne güzel, ne şiş yansın, ne kebap yani.
O güzel adamın, Atamızın dedikleri birer birer çıkıyor. Bizler sadece bu memleketin yüzde ellisini değil tümünü düşünmek zorundayız. O dolduruşa gelen, her söylenene inanan saf insanlar herkesten fazla korunmaya muhtaç, çünkü neler olduğunu, nasıl kullanıldıklarını, nasıl aldatıldıklarını, başlarına ne geleceğini bilmiyorlar. Güzel insanlar onlar, guzel gönüllü insanlar. Ne olursa olsun, bizler gibi düşünenlere ne kadar karşı olurlarsa olsunlar, istesek de istemesek de onların ellerinden tutmak, onlara ve bu vatana sahip çıkmalıyız.
Allah yanımızda olsun, yardımcımız olsun. İnsanlar bu kadar nankör olamazlar. Ben hala o mecliste hangi partiyi temsil ederse etsin, elleri titreyen, kalpleri titreyen, gözleri yaşaran vicdan sahibi, aklıselim sahibi insanlar olduğuna inanıyorum.
Benim hala ümidim var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder