HER ŞEY DAHİL
Marmaris’te 1988 yılında turizm işletmeciliğine başladığımızda işler çok iyiydi. Esnaf kibar, turistler kaliteli, belediye yönetimi ise amatör ama hassas ve duyarlıydı. Marmaris’e tatile gelen turistler o kadar kaliteliydi ki sokaklarda yerli yabancı film artistlerine, hatta Pink Floyd gibi müzik efsanelerine rastlamak olağandı.
Ne olduysa 1995 senesinden sonra oldu. Birden millet çılgın gibi oteller, apartlar, dükkanlar, çarşılar inşa etmeye başladı ve Marmaris bir şantiye alanına döndü. Hurra altına hücum misali, bir anda güzelim kasaba, doğudan Marmaris’e göç eden insanlarla doldu. Turizm nedir bilmedikleri gibi, yol yordam da bilmeyen bu kalabalık, kısa zamanda menşei belli olmayan büyük paralar ödeyerek mekan, dükkan, iş yeri sahibi oldular. Bir sene içerisinde her şey değişti.
Hemen hemen her yerde, sabah akşam demeden çalınan zevksiz ve kalitesiz müzik, yollarda ve sahillerde gelip geçene asılıp zorla bir şeyler satmak için mekanlarına sokmaya çalışan inanılmaz kaba ve cahil karakterler, lokantaların ve barların önünde salak salak dans figürleri sergileyip milleti kendilerine güldürenler, hiç bitmeyen yol ve bina inşaatları en sonunda kaliteli turisti de, kaliteli esnafı da Marmaris’ten kaçırdı. 1995 yılından sonra Avrupa’nın ve dünyanın diğer ülkelerinden gelen inşaat işçileri, çöpçüler, kamyon şoförleri, ameleler, işçiler, alkol uyuşturucu bağımlıları, geri zekalıların bir cenneti haline gelen zavallı Marmaris’e bir de “Her şey dahil” denen lanet sistem son darbeyi indirdi.
İhtiyaçtan çok fazla, plansız bir şekilde inşa edilen otel sahipleri odaları boş kalmasında ne olursa olsun diye fırsatçı seyahat acentalarının lap diye kucaklarına oturdular. Otellerini 24 saat domuzlar gibi devamlı yiyip içen müşterilerle doldurmaya razı oldular. Ben bu otellerde bir oturuşta büyük bir tabak bal ve 22 adet kaynamış yumurta yiyen insanlar gördüm. Yani tabiri caizse “Her şey dahil” sistemi, her şeyin ağzına sıçtı.
Bu “Her şey dahil” otellerinin birinin sahibi İsmail Bey’i çok sever, fırsat buldukça ziyaret ederdim. Bir ziyaretimde, otelin lobisinde ve havuz kenarında gencecik komilere sarılmış, oturan, sarmaş dolaş gezinen en az 70 yaşında ki turist kadınları, İsmail Bey’e işaret edip, “ Bu ne yahu İsmail Bey? Diye sordum. Boynunu büktü “Ne yapayım abi? Dedi. “ HER ŞEY DAHİL”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder