28 Şubat 2017 Salı

KADER
Kızımız Bahar çok ama çok güzel bir çocuktu. Marmaris çarşısında birlikte yürürken esnaf onun kıvır kıvır saçlarını okşar, kimi eline bir muz veya elma, veya bir avuç kiraz tutuşturur, kimi cebine şeker doldururdu.
Her çocuk gibi meraklıydı Bahar. Belki de her çocuktan daha bir merak doluydu. Günlerimiz “anne bu ne, baba bu ne” sorularını cevaplandırarak geçerdi. Kırları, çiçekleri, kuşları, atları, kurbağaları, sokak kedilerini, böcekleri, deniz kabuklarını çok sever, iskeleden sarkıp çıplak elle balık tutardı. Yüzlerce soru sorar, biz de sabırla o koca gözlerine gülümseyerek, bukle bukle saçlarını okşayarak sorularını cevaplandırır dururduk. Kızımız ise hiç yorulmaz aynı soruları defalarca sorar, biz de aynı sorulara defalarca aynı cevapları verir sarılır öperdik.
Yazılarımı, kitaplarımı bilgisayar kullanarak yazıyorum. Bazen takıldığım anlamadığım oyunlar oynuyor bilgisayarım bana, sorularım oluşuyor.
Kızım neredeyse bir bilgisayar uzmanı. Gerektiğinde bana yardımcı oluyor.
Ama aynı soruyu iki kez soramıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder