17 Şubat 2018 Cumartesi

DERT BİR DEĞİL, BUNU HEPİMİZ BİLİYORUZ.


Sevgili 'F' vitaminlerim. Sizlerden bir dolu yorumlar, mesajlar alıyorum. Bunların çoğunluğu sevgi ve iltifatlarla dolu. Tabi ki çok seviniyor, mutlu oluyor, hatta şımarıyorum. Sağ olun var olun. Ama bu güzel aydınlık meşajların yanı sıra bazen ümitsiz, karamsar mesajlar da alıyorum. Hatta "Ölümü özlüyorum" yazanlar bile var. Bu ve bunun gibi mesajlar veya yorumlar beni çok üzüyor. Evet, hayat zor? İnişli çıkışlı. Bu günlerde hakikaten iç karartıcı olaylar yaşıyoruz ama bu kadar ümitsiz olmamız, ölümü düşünmemiz de gerekmiyor.


Bu yazımda anlatmak istediklerim inşallah dilediklerime ulaşır.  


Bir insanın sabah uyandığında gözlerini yaşadığı evin tavanına dikip, "Bu gün de yapacak bir şeyim, gidecek bir yerim yok çok yaknızım,, kimse beni anlamıyor, çok mutsuzum" diye düşünmesi, yattığı yataktan kalkmak istememesi kadar kötü bir şey yoktur.


Böyle hisseden birisi nefes aldığını, kalbinin attığını, kanının damarlarında dolaştığını,  bütün organlarının çalıştığını, hatta yaşadığını  fark etmez. Dünya da  kendisinin yerinde olmaya can atan on binlerce, yüz binlerce, belki de milyonlarca insan olduğunu bilmez. Bu insanların hastane köşelerinde acılar içerisinde bütün çaresizliklerine rağmen hala bir ümit nefes almaya,yaşama sarılmaya çalıştığını düşünmez.


Gökyüzünün, yıldızların, çiçeklerin, 

zeytin ağaçlarının, denizin, kedi yavrularının, yelkenlilerin, dağların, dağ keçilerinin, kara kekiklerin, ibibiklerin, ağaçkakanların, minicik, kıvır kıvır saçlı bebeklerin farkında olmaz.


Işıklı gölgeli ornanları, asırlık çınarları çam ağaçlarını, dağ çileklerini, böğürtlenleri.  sincapları, benekli yaban domuzu yavrularını, kelebekleri, deli gibi çalışan arıları da da fark etmez.


Bu yüzden diyorum ki; Kolay olmasa da, içinizden gelmese de, isyanları oynasanız da şükredin, şükretmeyi, teşekkür etmeyi öğrenin. (En başta kendimi örnek veriyorum) Bakın nasıl rahatlayacaksınız. Ama bunu korkarak, beterin beteri vardır diye düşünerek değil, hissederek, içinizden gelerek yapın.


Ölmeden ölmeye heves etmek günahların en büyüklerinden biridir. Hem kendinize, hem sizi yaratana büyük haksızlıktır. Bunu hiç unutmayın.


Kaybolan yıllarınızı kimse size geri veremez bunu bilin. Bundan sonraki yıllarınıza sıkı sıkı sarılın siz kimseye vermeyin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder