SESSİZ GEMİ
Her ne kadar cenaze namazlarına gittiğimde de çok üzülsem de, saf tutarım. Önce imam namazın nasıl kılınacağını kısaca anlatır. Sonra namaz sona erince "Merhumu nasıl bilirdiniz? Diye sorar. "İyi bilirdiiik" diye cevap verir cemaat. Sonra imam "Hakkınızı helal ediyor musunuz?" Diye sorar. "Helaaal olsun" diye cevap verir cemaat, yine hep bir ağızdan.
İşte burada kafam karmakarışık olur. Derim ki kendi kendime; tamam adam veya kadın öldü. Öldü de omuzlara alınmadan önce , musalla taşının üzerindeyken ne olurdu bir kaç dakika tabutundan kafasını çıkarsa ve "Lan ne hakkınız var ki? Neyi helal ediyorsunuz? Allahsızlar. Sıkıntılarımda yanımda mı oldunuz? Hastalandım ziyaretime mi geldiniz? Sen, en başta dikilip, şu iş bitse de çekip gitsek diye düşünen sahtekar, lan hayatımı burnumdan getirdin. Ölümümün yarı nedeni sensin Senin gibi ortak olmaz olsun. Ya sen en kenardaki ibne, senin yüzünden esnaflıktan soğudum ulan, Allah senin gibi komşuyu düşmanıma vermesin. En orta da, bir de üzgün üzgün duran obez pezevenk; bir kere olsun tıkındıklarının hesabını ödedin mi? Ya şu kafası önünde ki muhacir kılıklı marangoz, kan kusturdun ulan. Yüz defa söz verdin, bir defa sözünde durmadın. Sonunda berbat bir iş yaptın, aman nihayet bitti diye sesimi çıkarmadım. Bir de bana sor bakalım imam efendi bakalım ben hakkımı helal ediyor muyum? İki yüzlüler topluluğu, bir de sıra sıra dizilmiş haklarını helal ediyorlarmış. Has siktirin lan, gider ayak beni daha fazla günaha sokmayın" dese ne güzel olurdu diye düşünürüm.
Veya, çok teşekkür ederim. "Zahmet edip gelmişsiniz. Ne kadar zarifsiniz. Ben de size hakkımı helal ediyorum. Ömrünüz uzun olsun. Sevdiklerinizle kalın. Ayağa kalkamadığım için özür dilerim" Dese ne güzel olurdu diye de düşünürüm.
Ama yok işte Yahya Kemalin dediği gibi her defasında sessiz bir gemi kalkıyor bu limandan. Ve bence her ölünün içinde kalıyor söylemek istedikleri.
Kimse de ah o gemi de ben de olsaydım şarkısını söylemiyor.
Belki de bu yüzden dolup boşalıyor meyhaneler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder