Hastalıkların en kalleşi en adisi. İnsanları o tedavi, bu tedavi sürüm sürüm süründüren. O kadar zulümden sonra birazcik yaşama ümidi veren ve geri alan, pis insafsız bir hastalıktır bu kanser denen illet. Kedi fareyle oynar gibi oynar hastalarla, tadını çıkarır, zevk alır. Hastalıkların şeytanıdır.
Biliyor musunuz bu hastalığa çare bulmaya çalışan ve bir yere ulaşan veya ulaşabilecek doktorları öldürüyorlar, muayanehanelerini kapatıyor, laboratuarlarını tahrip ediyorlar. Çünkü kansere çare bulunursa para kesilecek musluk kapanacak.
Bu ne adi, ne pis bir dünyadır. İnsanlar nasıl bu kadar kör bu kadar gaddar bu kadar duygusuz, bu kadar insafsız olabiliyorlar? Bunların ailesi çoluk çocuğu yok mu? Bunlar hiç ölmeyecekler mi ?
Acının ve çaresizliğin zirveye çıktığı yer nedir biliyor musunuz? Kanserden çaresizce kurtarmaya çalıştığınız hastanız adım adım ölüme yaklaşırken adımlarını durdurmaya çalışmak. Yapamayınca o adımların önüne yatıp acıtmadan incitmeden zorlamadan bacaklarına sarılıp onu ümitsizce olduğu yerde tutmaya veya yavaşlatmaya çalışmaktır.
Testler hiç bitmez. Bu testlerin bir çoğu hastaneye daha fazla para kazandırmak amacıyla planlanmıştır. Her defasında kalp çarpıntıları ile elleriniz titreyerek aldığınız test sonuçları iyi çıkınca cenneti, kötü çıkınca cehennemi yaşarsınız. Gözyaşları gülümsemeler birbirine karışır.
Ölümle yaşamak arasında gidip gelmek çok zordur inanın çok zordur. Bunu en iyi bu tecrübeyi yaşayan hastalar ve hasta yakınları bilirler, hem çoook iyi bilirler.
Allah kanser hastalarına da, yakınlarına da yardım etsin, güç versin, sabır versin.
Allah Rafet kardeşime ve eşi Saliha hanımefendiye rahmet eylesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder