KÖR OLMAK İÇİN KÖR OLMAK GEREKMİYOR
Sabahları İçmeler'den Marmaris'e arabamla gelirken her gün Marmaris Belediye binası yakınlarında ki bir apartmanın önünde, sağ ellerindeki görme özürlüler için tasarlanmış sopalarını apartmanın bahçe duvarına sürterek bir aşağı bir yukarı yürüyen insanlar görürüm.
Bu apartmanın arka tarafı belki de dünyanın en güzel yürüyüş yoluna bakar. Yürüyüş yolu Marmaris'ten başlar İçmeler'de sona erer. Uzunluğu 8 km olan bu yol inanılmaz güzeldir. O kadar ki nereye bakacağınızı bilemezsiniz. Pırıl pırıl bir deniz, pat pat pat yol alan, adeta denizin ve güneşin tadını çıkaran pancar motorlu tekneler, açıkta silueti görülen balıkçılar, katmer katmer ışıklı gölgeli yemyeşil tepeler, dev palmiye ağaçları, zakkumlar, begonviller, japon gülleri, barlar, restoranlar, kafeler, kumların üstünde neşe içinde koşturan köpekler, önlerindeki bebek arabalarını iten gururlu genç anneler, bisikletliler, paten kayanlar, Ahmet Kaya türküleri söyleyen bağlamacı, alt duşları dökülmüş eski mi eski akordiyonuyla Türk sanat müziği okuyan kısa boylu, gözlüklü amca, Saman iskelesinde çay içip sohbet edenler, eksersiz aletlerinde ilk belki de son eksersizleri yapanlar, kuytu bir köşeye çekilmiş, kimsenin kendilerini fark etmediğini sanan liseli aşıklar, yol kenarına yerleştirilmiş koyu kahverengi, üzerlerinde Marmaris Belediyesi yazan banklara oturmuş, gözlerini denize dikmiş kimbilir neler düşünen, belki de hiçbir şey düşünmeyen veya düşünemeyen, sadece dalıp giden ihtiyarlar, modern oltalarla donanımlı sahil balıkçıları, biracılar, gariban sadece kendine zararlı tinerciler, midye dolma satan Mit görevlisi, elektrikli motorları üstünde kontrola çıkmış üniformalı belediye zabıtaları, fotoğraf çekenler selfi yapanlar, telefonkolikler neler yoktur ki.
Marmaris'in nüfusu çevresiyle birlikte 100 000 kişiye ulaşmasına rağmen sizlerle paylaşmaya çalıştığım bu güzelim yolu çok az insan kullanır Marmaris'te yıllardır yaşayıp ta bir defa denize girmemiş, katır gibi sıhhatli olmalarına rağmen bu yolda bir defa olsun yürümemiş insan sayısı o kadar yüksektir ki inanamazsınız.
Görme özürlü olup duvarlara tutunarak hiç bir şey görmeden, göremeden ayakta durmaya, hayata tutunmaya çalışan insanlar bir yanda, sizlere anlatmaya çalıştığım bu güzellikleri fark etmeyen sağlam gözlerini kullanmaya üşenen tembelliğin kör ettiği bir yığın insan diğer tarafta.
Valla kızsam mı, kınasam mı, merhamet mi duysam, acısam mı, elime bir beyzbol sopası alıp önüme katıp koştursam mı bilmiyorum.
Siz karar verin. Her Allah'ın sabahı düşünmekten ben yoruldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder