FATOŞ’UN NİKAHI
Resimde gördüğünüz bu şeker kızın ismi Fatma, Fatma Recepova. Bulgar Türkü ben ona hep Fatoş derim.
Fatoş ile 10 yıl kadar önce Marmaris Altın Yunus Otelinde tanıştık. Spor kulübünde çalışıyordu. Bembeyaz giysileri, yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesi, titizliği, hamaratlığı ile ön plana çıkan bir elamandı Fatoş. Ara sıra konuştuk, sohbet ettik. Bana Bugaristan’ın bir köyünde ailesi ile yaşadığını, Marmaris’de çalışıp kazandığı parayı ailesine gönderdiğini, onlara yardım ettiğini anlattı. İşini hakikaten çok severek yapıyordu.
Bir gün Fatoş’u iki gözü iki çeşme ağlarken buldum. Bana patronunun işleri iyi gitmediğinden kendisini işten çıkardığını söyledi. Çenesinden yavaşça tuttum başını kaldırdım, yüzüne baktım ve” üzülme kızım, dünyanın sonu değil. Benim Mona Titti isimli çok güzel bir restoranım var. Benimle çalışır mısın?” diye sordum. Şaşırdı, yüzü aydınlandı. “ama ben restoran işinden anlamam ki” dedi, sesi titreyerek. Olsun, ben sana gereken her şeyi öğretirim dedim.
Ve Fatoş 7 yıl, 7 turizm sezonu benimle çalıştı. Sabırla her şeyi öğrettim ona söz verdiğim gibi. Zaten zeki ve çalışkan bir kız olduğundan zor olmadı öğrenmesi, işe alışması. 7 yıl benim sağ kolum oldu, mükemmel yaptı işini. Her zaman zevkli giyinen, giyimini makyajını yakıştıran, hiçbir zaman aşırıya kaçmayan örnek bir eleman oldu. İyi günümü, kötü günümü benimle paylaştı, 7 yıl bana “Güven Bey” diye hitap etti.
Eşim Yasemin’i kaybedince Mona Titti’yi kapamak zorunda kaldım. Fatoş’la ve 15 yıllık aşçım Mehmet ile vedalaştık, helalaştık. Ama onlarla irtibatımı kesmedim. Fatoş önce bir apart otelin barında iş buldu. Bir sezon çalıştı. Sonra da benim tanıdığım bir otelin lokantasında kasiyer olarak çalışmaya başladı.
Birkaç gün önce Fatoş beni aradı ve “Güven Bey ben evleniyorum, Perşembe günü eğer gelebilirseniz nikahım var” dedi. Nasıl sevindim nasıl sevindim bilemezsiniz, çünkü telefonda o kadar mutluydu ki. Perşembe günü nikaha gittim. Beni görünce yerinden kalktı, boynuma sarıldı ve ağlamaya başladı. Beni de ağlattı hınzır kız. “ Gözlerinden yaşlar akarak gözlerime baktı ve “Biliyor musunuz en çok sizin gelmenizi istedim. Gelmeseydiniz çok üzülürdüm Güven Bey” dedi.
Minicik bir nikahtı. Benim yanımda çalışırken Fatoş’u yerleştirdiğim karı-koca pansiyon sahipleri. Fatoş’un alışveriş yaptığı marketin sahibinin karısı, Damadın babası ve ben, toplam 5 kişiydik sadece.. Ama duygulu, sevgi dolu, güzel bir nikahtı. Fatoşu da damadı da çok sevdim. Onların birbirine bakışlarını görünce sevindim ve birbirlerinin ellerini hayatları boyunca bırakmayacaklarını hissettim.
Yaaa! İşte böyle “F” vitaminlerim benim. Nazım’ın dediği gibi. “Memeleketimden insan manzaraları” işte.. Bir tarafta hüzün, bir tarafta yeşeren ümitler var.
Allah birbirlerinden ayırmasın. İşleri rast gitsin, ömür boyu mutlu olsunlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder