24 Aralık 2016 Cumartesi

YANİ HAYAT BU…BÖYLE İŞTE!
Son yazımın sizleri hüzünlendirdiğini, okurken içinizin, gözlerinizin dolduğunu biliyorum, çünkü ben sizin hissettiklerinizin aynısını veya çok benzerini yazarken hissediyorum. Candan yürekten ilginiz ve lütfedip yazdığınız birbirinden güzel ve samimi yorumlarınız, paylaşımlarınız için lütfen teşekkürlerimi kabul edin.
Amacım ne sizleri üzmek, nede sizlerin sempatisini kazanmak, sadece sizleri düşündürmekti. İçinde bulunduğum ruh halimi birebir sizlerle paylaşarak unuttuğunuz veya farkında olmadığınız veya boş verdiğiniz bir takım değerleri sizlere hatırlatmaktı. Hayatta bir tek ölüme çare yoktur, ondan başka her derde bir çare bulunur gerçeğini gözlerinizin önüne sermek ve bu gerçeğin hayat felsefenizin bir parçası olmasına yardım etmekti.
Yani dostlar, ne yaparsak yapalım, neyi denersek deneyelim, ne kadar üzülürsek üzülelim veya korkalım ölüme çare yok ve her şey sonunda olacağına varıyor; biraz Solomon’un yaşadıkları gibi.
Solomon’a maliyeden bir an önce maliyeye gelmesi için bir mektup gelir. Adamcağız çaresiz maliyeye giderken arkadaşı Yasef’e rastlar. “Hayrola, bu suratla nereye gidiyorsun Solomon” diye sorar Yasef. Solomon olayı anlatınca, “Yahu Solomon bu kılıkla maliyeye gidilir mi? Hemen evine git ve en güzel elbiseni giy, kravatını tak git, seni adam yerine koysunlar” diye uyarır Yasef.
Solomon evine döner, en güzel takımını giyer, kravatını takar ve tekrar yola çıkar. Bu defa da arkadaşı Abraham’a rastlar.”Hayrola Solomon, böyle giyinmiş kuşanmış nereye gidiyorsun?” diye sorar Abraham. Solomon ona da durumu anlatır. “Yahu sen deli misin? Böyle maliyeye gidilir mi? Adamlar zenginsin diye derini yüzerler, hemen evine git ve en eski elbiselerini giy öyle git”der Abraham..
Solomon tekrar evine döner, en eski elbiselerini giyip yola koyulur. Bu sefer de arkadaşı David’e rastlar. Olup biteni anlatır. “ Bu kılıkla dilenci gibi maliyeye gidilmez, vallahi ananı ağlatırlar” Deyince David, zavallı Solomon “ Ne giyeceğimi artık bilemiyorum, en iyisi ben hahama danışayım” deyip hahamı görmeye karar verir.
Sinagoga gidip hahamın odasını bulur. İsmi çağrıldığın da ayağa kalkar, tam hahamın kapısından içeri girerken, içerden çıkan 18 yaşlarında çok güzel bir kızla göz göze gelir.
Odaya girer. Siyah fötr şapkalı, kır sakallı, güler yüzlü hahamın karşısına oturur ve derdini anlatır. " Haham efendi, maliyeye giderken ne giyeceğimi bilmiyorum. Bana lütfen bir akıl verin” diye yalvarır.
Haham sakallarına götürür, biraz düşünür, “Sen içeriden çıkan kızı gördün mü? Diye sorar. Solomon’dan “Evet gördüm,” cevabını alınca, “Senin sorunun birazcık o kızcağızın sorununa benziyor. O kız bana, “Pazar günü evleneceğim, çok kararsızım; acaba mini gelinlik mi yoksa midi gelinlik mi, yoksa maksi gelinlik mi giysem” diye sordu. Ben de, “Bak kızım, nasıl olsa Pazar günü seni düzecekler, ister mini, ister midi, ister maksi gelinlik giy hiç fark etmez” dedim ona.
Yani hayat bu…böyle işte!
(Sizinle birlikteyim biliyor musunuz?, Hatta gülümsediğinizi görüyorum, hissediyorum ve çok seviyorum hepinizi.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder