NO COMMENTS
Ne olacak bu memleketin hali, nereye gidiyoruz?
--Abi palamut mevsimi şimdi. Karadeniz’den bir palamutlar geliyor, nah böyle kolum gibi. Akşam şöyle palamut tava, tere, Ezine peyniri, rakı….
En sonunda Suriye Suriye derken ordu Suriye’ye girdi.
--Marinada bir dönerci var bir İskender yapıyor, salça, tereyağı vallahi parmaklarını yersin
Bunlar en sonunda bizi de Orta Doğu bataklığına sokacaklar.
--Bizim evin köşesinde bir kebapçı açıldı, bir telefon 10 dakika sonra mis gibi lahmacunlar kapında.
Dostumuz kalmadı. Dış güçler bizi yıkmak, bölmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Tuzağa düşüyoruz tuzağa.
--Nasıl geçirdik ama İngilizlere Şükrü Saraçoğlunda iki tane. Dört olurdu dört, Ahhh ulan Emenike…
Doğuda harp var, şehit haberleri gelmeyen gün yok
--Akhisar’a üç attık, Aslan Fener, Allah’a şükür yine yüzümüz gülmeye başladı.
Turizm bitti. Millet borç içinde yüzüyor. Esnaf kışı nasıl geçirecek bilmiyor.
--Konyalı restorana hiç gittin mi? Adam bir tandır yapıyor…
Bomba üstüne bomba, masum insanlar, çocuklar, kadınlar ölüyor. Televizyonu açamaz, gazete okuyamaz olduk.
--Havalar çok iyi gidiyor maşallah, deniz suyu hala sıcacık.
Boşuna yazmamış rahmetli Orhan Veli, "Ne Londra konferansı, ne atom bombası. Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya" diye
NEREYE KADAR HA, NEREYE KADAR?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder