24 Aralık 2016 Cumartesi

MARMARİS’TE KIŞ
Marmaris çok güzel bu gün. Hafiften bir sabah ayazı var. Nem yok, hava yayla havası gibi, dağ havası gibi. Nasıl güzel nasıl temiz nasıl taze. Nefes aldıkça nefes alası geliyor insanın. Böyle zamanlarda büyük şehirlerde trafiğin ortasında zehir soluyan insanlara daha bir üzülüyor insan.
Deniz pırıl pırıl, gözlerim kamaşıyor bakamıyorum. Tepeler dumanlı yemyeşil. Begonviller, zeytin ağaçları, Japon gülleri, zakkumlar, portakal, mandalina, limon nar ağaçları nereye bakacağını şaşırıyor insan.
Renk renk desen desen kediler en olmayacak yerlerde güneşli bir köşe bulmuş kendilerinden geçmiş yatıyorlar. Güneşli köşeleri keşfedenler sadece kediler değil, çarşı esnafı da kendi köşelerine kurulmuş dedikodu yapıp okey oynuyor, sigara içiyorlar.
Her yer de bu akşam oynanacak Fenerbahçe-Beşiktaş maçının heyecanı var. Ne doların yükselmesi, ne ekonominin çökmesi kimsenin umurunda değil. Plajlar boşalmış, sahil balıkçıları portatif sandalyelerine kurulmuş, gözleri kamış oltalarında, ellerinde biraları, kahve fincanları, sandviçleri birbirleriyle sohbet ediyor kahkaha atıyorlar, balık tutmak bahane.
İş yok, trafik yok, turist yok, para yok ama Allah var. Marmaris bir güzel ki. Hani Sivas’ta Haziran ayında kır çiçeklerini görünce “Haziranda Sivas’ta ölünmez” demiş ya şair, eğer Marmaris’te yaşasaydı o şair “Marmaris’te Haziran da, Temmuz da, Ağustos da, Eylül de, Ekim de, Kasım da, aralık ta ,Ocak ta, Subat ta, Mart ta, Nisan da, Mayıs ta ölünmez” diye yazardı herhalde. Aslında herhalde değil öyle yazardı eminim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder