LÜTFEN!
Sevgili “F” vitaminlerim, arkadaşlarım, dostlarım benim.
Türkiye üzerine inanılmaz oyunlar oynanıyor, iğrenç planlar yapılıyor, her geçen gün daha fazla üzülüyoruz, daha fazla içimiz yanıyor. Bizleri ümitsizliğe düşürüp, birbirimize düşman etmek için bir takım aşağılık güçler ellerinden geleni yapıyorlar.
Belki bazılarınız okumuş veya fark etmişinizdir. Dün sayfama yılbaşı akşamı için hazırladığımız geceyi tanıtmak amacıyla bir yazı ve bazı resimler koydum. Birkaç saat sonra da kaldırdım, çünkü çok az sayıda da olsa bazı okurlarım tepki gösterdiler böyle günlerde böyle bir reklam yapılır mı diye.
Sonra inanın bütün gece uyumadım ve düşündüm. Memleketimizin durumunu düşündüm, eleştirileri düşündüm. Ben dahil Marmaris esnafının durumunu düşündüm. Dünkü yazımı ve resimleri kaldır dığıma pişman oldum.Sonra da bu yazımı sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Biliyorsunuz diğer Ege sahil kasabaları gibi Marmaris’te turizm sayesinde ayakta duran bir kasaba. Bu yıl maalesef tam anlamıyla süründük. Marmaris’i bilen, her fırsatta gelen ve Marmaris’e vefa borcunu ödemeye çalışan turistler haricinde kimseler gelmedi. Bütün yaz oturduk, sigara içtik dertleştik. Şu anda Marmaris de bankalara kredi borcu olmayan, evini ipotek etmeyen esnaf kalmadı gibi. Hepimiz kara kara bu borçları, bu kiraları, yanımızda çalışanların maaşlarını, vergilerimizi, masraflarımızı nasıl ödeyeceğimizi, geçimimizi nasıl temin edeceğimizi düşünüp, daha fazla sigara içip, daha fazla uyuyamıyoruz.
Yanlış politikalar, yanlış kararlar, yanlış konuşmalar, uçak düşürmeler, basın yasakları, işgaller, terör bombalı saldırılar derken sonunda maalesef bu hallere düştük ve en büyük yaralardan birini ülke turizmi dolayısıyla, bizler turizm işletmecileri ve esnafı aldık.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen iş yerlerimiz açık tutuyor, günlerce siftah bile yapamadan kapatıyoruz. Birbirimize destek çıkmaya çalışıyor, birbirimize borç verip, birbirimizin borçlarını kapatmaya çalışıyoruz. İnsanlarımıza hala ışığımızın yandığını, hayatın devam ettiğini göstermek, bir gün bu sıkıntıların sona ereceğine inandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yani inanın ekonomik olarak çok zor şartlar altında ayakta durmaya çalışıyor, adeta bir yaşam savaşı veriyoruz.
Evet, dün ben yılbaşı akşamı organize ettiğimiz gece için sayfama bir yazı ve bazı resimler koydum çünkü param yok ve paraya ihtiyacım var. Yaşadığımız üzücü olaylar, dolayısıyla restoranımda ki bütün geceleri iptal ettim ama artık dayanacak gücüm kalmadı. Marmaris esnafı olarak hepimiz üç aşağı beş yukarı aynı durumdayız. Hepimizin içi kan ağlıyor, hepimiz bu olanları yüreğimizde hissediyoruz ama yaşamak, ayakta durmak, mücadelemize devam etmek zorundayız. Lütfen bizi eleştirirken bunları da göz önünde bulundurun. Maalesef yapılan inanılmaz yanlışlıkların, harekete geçirilen şeytani planların hesabını bizler, sizler ve masum evlatlarımız ödüyorlar.
Daha önce de yazdığım gibi bizleri birbirimize düşürmek, depresyona sokmak, ümitsizliği aşılamak, içimize kapandırmak, korkutmak, sindirmek, hayattan soyutlamak için ellerinden geleni yapıyorlar, yapacaklar da. Birlikte kalmaya, tek vücut olmaya, birbirimizin arkasında durmaya, birbirimize destek vermeye mecburuz.
Sizlerle daha önceleri paylaştığım yazılarımdan hatırlarsınız. Ben hayatımın 20 yılını Kanada da geçirdim. Bütün lüksümü, emeğimi gömüp Türkiye’ye 1988 yılında geri döndüm. Bir an bile verdiğim karardan pişmanlık duymadım. Geldiğimden bu güne memleketime olan vefa borcumu ödemek için elimden geleni yaptım. Cebimde beni dünyanın her ülkesine vizesiz sokacak Kanada pasaportum var. İstediğim an Kanada’ya dönüp yeni bir hayata başlayabilirim ama kimse beni, ne yaparlarsa yapsınlar, ne olursa olsun, ne bu ülkeden ne de anamın, babamın, eşimin, atalarımın yattığı topraklardan ayıramaz.
Lütfen bir daha bana kimse vatandaşlık dersi vermeye çalışmasın..
Olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder