24 Aralık 2016 Cumartesi

MEMLEKETİM, İNSANIM VE BEN
Balıkçıma gidiyorum. Daha beni görür görmez bir telaş bir telaş. Önce içeride çalışanlara bağırıyor “Güven Abim” gelmiş diye, sonra elime sarılıyor öpmek için ziyade olsun tamam tamam deyip öptürmüyorum. Bu defa koluma giriyor “Abim nerelerdesin özlettin kendini” diyor. Var mı bana göre bir şey diyorum. “Olmaz mı Abim sen iste yeter ki” diyor. Pahalı olmasın ama diye ikaz ediyorum. “Ayıp ediyorsun abim senden para isteyen mi var? kahveni nasıl içiyorsun? diye soruyor. Gözlerimin içine bakıyor ve gözlerinin içi gülüyor. Balıklarımı hazırlıyorlar paramı ödüyor, her çalışanın ayrı ayrı hatırını soruyor, hayırlı işler diliyorum. Olmaz diye çok ısrar etmeme rağmen paketi arabama kadar taşıyor bana kapıyı açıp yolcu ediyorlar. Ayrılmadan “özletme kendini abi” demeyi de unutmuyorlar.
Arabamı çalıştırıp marinada ki dükkanımıza doğru yola çıkıyorum. Tam Sarıyer Börekçisinin önünden geçerken Marina komşularımdan birini görüyorum, O da beni fark ediyor. Elindeki böreği bırakıp arabama koşuyor. “gel Abi sana börek ısmarlıyım diye tutturuyor. Belli akşamdan kalma. O kadar ısrar ediyor ki dayanamıyor, arabamı aslında park etmemem gereken bir yere park edip iniyorum. Boynuma sarılıyor, defalarca teşekkür ediyor onu kırmadığım için o kadar candan, o kadar samimi ki.
Böreğim, çayım bitiyor kalkıyorum. Tam o anda Belediye zabıta arabası geliyor, zabıtalar iniyorlar ve arabalara ceza kesiyorlar. Birisine bana ceza kesmediniz değil mi diye soruyorum “Abim” diyor “sana her yer serbest. Biz sana ceza keser miyiz, elimiz varır mı?” sonra dönüp diğer zabıtaların okeyini alıyor. “ceza keser miyiz Güven Abim’e” diye soruyor. Onlarda koro halinde “olur mu Abi” diye yalancıktan gönül koyuyorlar, gülüyoruz birlikte.
Marinaya geliyor Migros’a gidiyorum. Kasaya geldiğimde paramı öderken kasada ki gamzeli kız bana “ Güven Bey ne kadar güzel gözleriniz var. Hem renkleri çok güzel hem de hep sevgiyle bakıyorlar” diyor. Sabah sabah dünyalar benim oluyor. İltifat işitmenin yaşı yok biliyor musunuz. Teşekkür ediyorum ve hem de çok şanslıyım iki tane gözüm var diyorum. Bilmiyorum yaptığım espriyi anlıyor mu ama gülümsüyor. Gamzeleri daha bir belirgenleşiyorlar.
İşte bana devamlı “o kadar yıl sonra Kanada gibi bir ülkeyi bırakıp neden Türkiye’ye döndünüz diye soranlara cevabımdır bu yazım. Kanada’ya ilk gittiğimde gökdelenlere, parklara, çiçeklere, parklarda oynayan sincaplara, arabalara, evlere, dünya güzeli kızlara, paraya o ihtişama baktım baktım, her şey çok güzel ama ben bu memlekete gömülmem kardeşim dedim kendi kendime. 22 yaşındaydım.
Evet, bir başkadır benim memleketim, bir başkadır benim insanlarım. Et tırnaktan ayrılmaz, Kurban olurum bu memlekete ben. Kurban olurum bu insanlara ben. Ağızlarını yerim ben onların.
Hepinizi çok seviyorum. Bu memleketin hepimize, hepimizin desteğine ihtiyacı olduğunu sakın unutmayın. Taş yerinde ağırdır.
Güzel bir gün yaşayın olur mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder