24 Aralık 2016 Cumartesi

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
İlk kitabım “Bir Sivas’lının Anıları’nın” ilk sayfası şöyle bir yazıyla başlar;
“Bu kitabı; yaz-kış demeden Sivas’ın köy okullarını bazen yaya, bazen at sırtında, bazen bulabildiği herhangi bir vasıtayla teftiş etmiş, okulu olmayan birçok köye okul yapılmasına önayak olmuş, Sivas ilköğretim kurumlarına 35 yılını vermiş güzel insan Gezici Başöğretmen babam Ahmet Karabenli’ye ithaf ediyorum.”
Sivas’ta ortaokulda okurken o yıllarda öğrenci dövmek çok popülerdi. Hamza Abi lakabını taktığımız müdür muavinimiz bizlere dayak atmaktan büyük zevk alan hocaların başında gelirdi. Bizi döverken nazik ellerine kıyamaz, arka cebinden sert, siyah bir lastik parçası çıkarır, ellerimizin içine el ayalarımız kıpkırmızı oluncaya kadar vururdu. En hoşuna giden şey de sabah okula geç gelen öğrencileri dövmekti.
Bir sabah babam beni hastaneye götürdüğünden, okula geç kaldım. Başıma gelecekleri bildiğimden, babama Hamza Abi’ye hitaben bir not yazmasını ve hastaneye gittiğimizden dolayı okula geç kaldığımı vurgulamasını istedim. Babam da istediğim notu yazdı ve imzaladı.
Okula geldiğimde sınıfa girebilmek için izin belgesi almam gerektiğinden, müdür muavinliğine gittim. Hamza Abinin önüne babamdan aldığım belgeyi koydum. Önce notu okudu,sonra yüzüme baktı, elini arka cebine attı, lastik copunu çıkardı ve dört defa sağ elime, dört defada sol elime vurdu. Sonra da izin kağıdını yazıp uzattı. O kadar kadar fena oldum ki “İstemiyorum” diye bağırıp gözyaşları içinde kapıyı çarpıp doğru eve geldim ve olanları babama güçlükle anlattım. Öfkemden konuşamıyordum.
Sivas’ta çok tanınan ve sevilen 35 yıllık bir öğretmen olan babam beni aldığı gibi okula, muavinliğe getirdi. Benim önümde Hamza Abi’ye açtı ağzını yumdu gözünü. Kendisinden 20 yıl daha tecrübeli bir başöğretmenin gönderdiği özür notunu dikkate almayacak kadar saygısız ve kaba olduğunu adeta kafasına vurdu. “Biz” dedi “Evlatlarımızı senin gibi gözü dönmüş, cebinde lastik cop taşıyan öğretmenler dövsün diye okula göndermiyoruz. 35 yıllık öğretmen, hatta başöğretmenim. Bunca yıllık meslek hayatımda çocukları lastik copla döven ilk seni gördüm. Ya bu lastik cop sevdasından vazgeçersin ya da seni süründürürüm.” Diye ilave etti, Sonra bana dönüp “ Gel evladım, gidiyoruz” dedi. Beraberce okuldan çıktık. Eve gelinceye kadar defalarca sarıldı öptü beni.
Hamza Abi elini bir daha arka cebine götürmedi. Lastik cop da sonsuza kadar ortadan kayboldu. Bu olayı hiç unutmadım ve hayatım boyunca babamla iftihar ettim.
Siz olsaydınız hayatını insanlığa ve öğretime adamış böyle bir babaya kitabınızı ithaf etmez miydiniz?
Bir gün geç de olsa öğretmenler gününüz kutluyorum. Özür dilerim. dün biraz aklım başımda değildi. Ömür biter, dert bitmez yani!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder