17 Mart 2016 Perşembe

KAHIR, AĞIR KAHIR !!!



Evet, yazmalıydım. Yüreğim öyle kabarmıştı ki, hissettiklerimi, hasretimi, acılarımı, özlemimi yazmam lazımdı. Birçok nedenim vardı yazmak için, ama kaybolup gitse de yüreğimden taşan, taşıyamadığım bir kocaman nedenim vardı en önde, kalbimi cam kırıklarıyla dolduran.

Yazmaya hala devam ediyorum. Ama şimdi başka nedenlerim var. Gece gündüz beni yoran yıpratan, çok üzen, aslında sarılmaya çalıştığım, yeniden doğmaya uğraştığım hayattan soğutan, uzaklaştıran nedenlerim var benim.

Gün doğmadan neler doğar lafını unutmuş, her sabah yürekleri çarpa çarpa acaba bugün alacağımız kara haber ne diye uyanmaya, yataklarından çıkmaya korkan, haber dinleyemeyen, televizyon seyretmeye çekinen, gazete okuyamayan bir toplumda yaşamak zorundayız. Ölüm, şehit haberlerinden,terörden, bombalardan, suikast haberlerinden gına geldi. İçine kapalı bir toplum olduk. Kimsenin acısı kimseyi ilgilendirmiyor mu artık ne.

Yoruldum, acı bakışlardan, endişe dolu yüz ifadelerinden, gözyaşlarından, iki yüzlülükten, çaresizlikten, yalan dinlemekten, tiksinmekten yoruldum. Kaşarlanmış, suratları insan suratı olmaktan çıkmış, gözlerinden öfke, fesatlık fışkıran, içlerinde şeytanın cirit attığı besbelli politikacılardan nefret ediyor,suratlarına bakamıyor, konuşmalarını dinleyemiyorum. Onları her gördüğümde seslerini her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor, nefesim daralıyor göğsüm kilitleniyor bulunduğum yerden kendimi dışarı atıyorum.

Lan, şu güzelim memleketin üstüne ölü toprağı serptiniz, gülmeyi unutturdunuz bize be, gülmeyi unutturdunuz.

O sahilde yüzükoyun ölü yatan, minicik mülteci çocuk beni ne kadar yaraladı biliyor musunuz? Kocaman bir “İnsanlık” yazıp üstünde tepinmek istedim, tabanlarıma kan oturuncaya kadar, ciğerlerime kan oturuncaya kadar.

Dünyayı paylaşamayanlara lanet olsun.

Allah'ın ezilenlerin, garibanların,acılar içinde kıvrananların ellerinden tutma zamanı hala gelmedi mi?..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder