17 Mart 2016 Perşembe

YASEMİN&GÜVEN, BLOG YAZILARI

YASEMİN&GÜVEN, BLOG YAZILARI
Bu gün günlerden Pazar. Pazar günlerini ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. Ama şimdi durum değişti. Hislerim, dünyaya bakışım her şey değişti. Artık inanın hiçbir günün önemi kalmadı mı ne. Bilmiyorum.
Bu sabah uyandım yine çok erkenden. Başımda bin tane dert. Sabahların olmasını istemiyorum. Çünkü geceleri, gecenin karanlığında kaybolup gidiyor insan. Sabahları dünya daha büyükmüş gibi geliyor bana ve ben kendimi daha küçülmüş ve daha bir yalnız hissediyorum.
Gözlerimi Yasemin’in yastığı ile kapatıyorum. Gün ışığını görmemek için elimden geleni yapıyorum. Allah’a yalvarıyorum ne olur şu düşünceler beynimi terk etsin, bir saatcik kafam dursun, sadece bir saat hiçbir şey düşünmeden uyumak istiyorum sadece bir saatcik.
Yatak da yastıklar da, yatak odası da, dolaplar da Yasemin Yasemin kokuyor veya bana öyle geliyor. Bir an sabah uyandığımda yanımda yatan yeni bir yüz, yeni bir vücut düşünüyorum. Vücudumun her santimetre karesi isyan ediyor. O kadar olmaz ki. O kadar imkansız ki.
Yataktan kalkmak hiç içimden gelmiyor, kendimi çok yorgun ve isteksiz hissediyorum. İşin garibi ne yatmak nede kalkmak istiyorum. İkisi de zor geliyor. Sanki hiç yaşamla bağım kalmamış tükenmiş gibi hissediyorum kendimi.
Bir de son günlerde Rahmetli Tanju Okan’ın şarkısı dilime takıldı. İçimden devamlı tekrarlayıp duruyorum “Öyle sarhoş olsam ki bir daha ayılmasam” ve ben bu şarkıyı kendime göre değiştirdim. “ Öyle bir uyusam ki, bir daha uyanmasam” diye. İnanın bazı geceler ne güzel uyusam bir daha da uyanmasam diye dua ettiğim bile oluyor. 15 aydır yaşadığım hayat, sevgisizlik, hasret, onsuzluk işte beni bu hallere getirdi. Huzursuzum, belki de hiç özlememem gereken veya özlemeye hakkım olmayan insanları özlüyorum. Ama ne olursa olsun diyorum. Yaşayacaklarımı yaşamak zorundayım diyorum. Sonumda gelse antideprasan ilaçları almayacağım. Geri kalan hayatımı yarı uyuklayarak geçirmeyeceğim diyorum.
Sizlere söz verdiğim YASEMİN&GÜVEN, BLOK YAZILARI kitabımın sonuna geldim. Çok kısa zamanda yayımlanacak. Bu yazımda kitabın kapağını sizlerle paylaştım. 120 yazım var içerisinde sizlerle face te paylaştığım. 370 sayfa ve yüzden fazla resim var. Bu yazdığım beni çok üzen ve yoran, hatırlamak istemediğim bir yığın anıyı. 370 sayfayı defalarca okudum, düzeltmeler yaptım, organize ettim. Çok etkilendim. Çok yoruldum dostlarım. O kadar yoruldum ki artık yazı yazarken kelimeleri ayıramayacak, nokta virgül koyamayacak kadar yoruldum inanın.
Ama olsun, çok güzel bir kitap oldu. Bu kitabı sonuna kadar okuyan insanların, hayata, birlikteliklerine, ailelerine bakış açılarının büyük ölçüde değişeceğine bütün kalbimle ve bütün samimiyetimle inanıyorum. Yazdıklarımı okurken en başta bunları ben yazmış olamam diye hayrete düştüğüm oldu. Daha öncede bahsettiğim gibi sanki bu kitap, bu yazılar bana yazdırıldı. Bir görevdi benim için.
Keşke sizlere “İyi pazarlar” diyebilsem. İyi ile Pazar kelimelerini bir araya getiremiyorum ki. (Biliyorsunuz Yasemin'imi uğursuz bir pazar günü kaybettim.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder