17 Mart 2016 Perşembe
SEVGİ SEVECEĞİNİ BİLİR
Sevgi yaşadıkça, tekrarlandıkça, yenilendikçe, beslendikçe, inanıldığı sürece serpilir, gelişir, dal budak sarar, göğüs kafesinizden taşar, havalandığınızı, ayaklarınızın yerden kesildiğini, dünyaya sığmadığınızı hissettirir size. Hani bazen insan rüyasında uçtuğunu görür ve sanki hakikaten uçuyormuş gibi hisseder ya. Çok güzel bir duygudur o. Eğer içinizde sevgi varsa, bir sevdiğiniz varsa bu sevgiyi paylaştığınız, kalpleriniz, kalp atışlarınız eşleşmişse sevdiğinizle aynen uçuyormuş gibi hissedersiniz. Önünüzdeki bütün engelleri aşar, dünyaya rengarenk bulutların arasından bakarsınız. Her şey gözünüze güzel gözükmeye başlar. Cennetin ilk basamağı budur işte.
Sevdim diyemezsiniz. Seviyordum diyemezsiniz. Sevdim bir kere diyemezsiniz, sevmiştim diyemezsiniz. Sevgiye geçmiş zaman uygulayamazsınız. Sevgi bir içki değildir. Yeteri kadar içtim diyebilirsiniz ama yeteri kadar sevdim diyemezsiniz. Sevgi yemek değildir.Tıka basa doydum diyebilirsiniz ama tıka basa sevdim diyemezsiniz. Sevginin ölçüsü yoktur. Sevginin sonu da, sınırı da yoktur. İnsan sevdikçe daha çok sever. Sevgiden bıkıp usanmaz ki, karşılıklı sevgiden usanılmaz ki.
Sevdim, sevmiştim, seviyordum, sevdim bir kere diyenler sadece kendilerini kandırırlar. Seven bir insan için yaşadığı an önemlidir. Yarının gelmesini iple çeker. Hayata sarılır, öyle bir bağlanır ki. Yaşamak onun için güzel bir ayine döner. Bu tarifi mümkün olmayan duygu bir defa kalbinize yerleştiği zaman bir parçanız adeta bir organınız olur. Söküp atamazsınız.
Sevgiyle heves hep karıştırılır. Biten, sona eren, devam etmeyen, devamı olmayan hevestir, sevgi değil.
Maymun iştahlı insanlar sevmeyi bilmezler, heveslenirler. Çünkü sevgi onların erişemeyeceği kadar yüksektedir. Hissedemeyecekleri kadar kutsal bir duygudur.
Sevgi dünyadaki bütün renkleri üzerinde taşıyan minicik sevimli mi sevimli bir kuş gibidir, her ağaca konmaz. Baharda neşeyle kanat çırpan bir kelebek gibidir, her çiçeği beğenmez, konacağı çiçeği özenle seçer.
Sevgi hangi kalbe yerleşeceğini, hangi damarlarda dolaşacağını, hangi gözlerden fışkıracağını, hangi gamzeler de yedi veren gülleri gibi açılacağını bilir.
Ve bir pazar günü, birileri kucağınıza sırılsıklam bir sevgi bırakır, çeker gider hiç bilmediğiniz, hiç ulaşamayacağınız bir yere. Hüzünle tanışırsınız.
Hüzünün sonu yoktur .
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder