KEDİ GİTTİĞİ YERE KUYRUĞUNU DA GÖTÜRÜYOR
Bu sabah Kayseri de sabah ezanı ile uyandım. Öyle güzel bir ses, öyle güzel bir yorumdu ki.
Kayseri’ye geldiğimizde ablam bize kendi yatak odasını verirdi hep Yaseminle rahat edelim diye. Bu defada aynı yatakta yattım.
Daha önceki ziyaretlerimizde cami çok yakın olduğundan ikimiz de ezan sesiyle uyanır, hayranlıkla müezzini dinlerdik. “Ne güzel ezan okuyor Güven” derdi Yasemin “Neden Marmariste böyle güzel ezan okuyanlar yok ki” diye sorardı. Böyle bir ezan sesinin insanı Allah’a ne kadar yaklaştırdığını, ne kadar içine şükür duygusu doldurduğunu söylerdi. “Hatırlıyormusun Yasemin, imam nikahımızı kıyarken İslam’ın beş şartını bilememiştin” der gülerdim. Kızardı bana “Sen her şeyi bilirsin zaten” derdi. “Heyecanlanmıştım, biliyorsun ilk evliliğimdi herhalde” derdi. “Say o zaman şimdi say” diye üstüne üstüne giderdim. O güzel gözleriyle kızgın kızgın bakar. Kızdığında hep söylediği “İkizler değilmisin, senden ne kaynana olurdu biliyormusun” derdi.
Yasemin’in tedavisi süresince İzmir’e her gittiğimizde, İncir Altında güzel bir otelde kalır, her zaman sabah ezanı ile uyanırdım. İzmir’deki müezzinde çok güzel ezan okurdu. Yasemin yorgun olduğundan uyanmazdı. Bense yanımda güzel bir bebek gibi yatan saçları dökülmüş karıcığımı seyreder ellerimi açar bildiğim bütün duaları okurdum. “Allahım” derdim “Eğer bu bir imtihansa ne olur bitir. Eğer bu kötü bir rüyaysa sona erdir. O senin yarattığın dünyana saygı duyuyor, seni seviyor, sana inanıyor. Bak bu kadar hasta, bu kadar sıkıntı çekiyor. Bir defa isyan etti mi, bir defa şikayet ettiğini duydun mu ? Ne olur elimizden tut artık, ne olur o güzel günlerimize dönmemizi nasip et”. Başımı koyduğum yastık ıslanırdı, çok ıslanırdı.
Kayseri’ye ablamı ziyarete her geldiğimizde Yeşil gözlü güzel kadın bu eve hayat getirir enerji doldururdu. Eşyaları düzenler, yemekler yapar, ablama yardım eder, çocuklarla oynar, yeğenime takılır, o güzel gülümsemesi hiç yüzünden eksik olmazdı. Ablama “Suzan Anne”derdi Yasemin.
Yataktan kalktıktan sonra 80 yaşına giren ablamla evin salonunda oturduk, dertleştik. “ Uzun yoldan geldin oğlum” dedi. “Hadi şu divana yatta biraz daha dinlen” O kadar tatlıydı ki uzandım gösterdiği yere. Büyük bir sevgi ile üstümü örttü. Dayanamadım kalktım o küçücük kalmış vücuda sarıldım. “Neden kalktın ? diye sordu. “Ablam Canım” dedim “17 aydır ilk defa birisi beni yatırıp sevgiyle üstümü örttü dayanamadım” Oda bana sarıldı. Kulağıma fısıltıyla “Gelinimi çok özlüyorum. Seni üzmemek için bir şey söylemiyorum ama içim oyuluyor Güven” dedi. “Ben de" dedim "Ablam ben de''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder