Bazı insanlar maalesef bunadıklarını bilmiyorlar veya kabul etmek istemiyorlar.
Üç tatlı yaşını başını almış hanım efendi sohbet ediyorlar. Birisi diyor ki, “ Kızlar bazen çok unutkan oluyorum. Buzdolabının kapısını açıyorum, bakıyorum bakıyorum, tekrar kapatıyorum; niye açtığımı unuttuğumdan.”Bir diğeri söz alıyor” Ah sorma hayatım” diyor. “Bazen evin merdivenlerinin tam ortasında kalakalıyor, aşağı mı iniyorum, yukarı mı çıkıyorum hatırlamıyorum.” Üçüncü hanım,” Allah’ıma şükürler olsun benim öyle şikayetlerim yok,” diyor, önündeki tahta masaya üç defa vuruyor ve “Kapıda biri var galiba” deyip kapıya koşuyor.
Bunadığını veya bunamaya başladığını anlayanlar için tehlike azalıyor, ya anlamayan ve bilmeyenler?
İki amca konuşuyorlar. Birisi, “ Yahu bizim evde çok cilveli bir hizmetçimiz var,” Karım olmadığı zaman kızı evde kovalıyor sonra da yakalıyorum, ama neden yakaladığımı hatırlamıyorum”
Birde bunadığını bilmediği gibi, nerede olduğunu bilmeyenler var.
Orta yaşlı bir hanım, ne de olsa yaşlı başlı diye 75 yaşını geçmiş bir beyle evleniyor. Evliliklerinin ilk gecesinde ayrı ayrı yatmaya karar veriyorlar. Gece yarısından biraz sonra kadının kapısı çalınıyor. Adam gayet kibar bir ses tonuyla “Yanınıza gelebilir miyim” diye soruyor. Kadın da ne de olsa kocam, belki uykusu kaçmıştır diye düşünüyor ve “Gelebilirsin” diyor. Adam kadını yanına uzanıyor ve mercimeği fırına veriyorlar. Kadın şaşkın ama mutlu. Birazdan adam gayet kibar bir şekilde, “Özür dilerim seni rahatsız ettim” diyor ve odasına çekiliyor. Bir saat sonra adam yine kapıda, yine aynı soru, kadın yine içeri alıyor, bir mercimek fırın daha. Adam özür diliyor ve yine odasına çekiliyor. Birkaç saat sonra adam yine kapıyı çalınca kadın hayretler içinde, Aşk olsun Arif Bey” diyor. “Bu kadar erkek tanıdım, senin gibisini görmedim. Ne kadar azgınsın ayol, bu kaçıncı? “Aaa..” diyor adam, ben daha önce buraya geldim mi?”
MORUK VE ÖTESİ,Haziran2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder