17 Kasım 2016 Perşembe

BİZDE POLLYANNA’LAR BİTTİ
“Asla sıkıldığını söyleme. Sıkıntı demek Allah’a inanmamak demektir. Sıkıntı inancı yok eden bir rahatsızlıktır. Hayat yüce Allah’ın bir hediyesidir. Bu durumda imanlı birisi hayattan nasıl sıkılabilir ve memnun olmaz ki. Allah’ın işine asla isyan etme. Hayat güzeldir ve zevklidir, ama kötü bir ruhun karamsarlığı en iştah açıcı lezzeti bile kirletir. İnan bana acıdan sonra mutluluk gelir, umutsuzluğun zevkli yönleri vardır. Ölümden de alınacak dersler vardır. Gökyüzü mavi yeryüzü yeşilken ve çiçekler mis gibi kokarken nasıl sıkılabiliriz ki? Kalplerimiz sevme yeteneğine, ruhlarımızda inancın gücüne sahipken nasıl moralimiz bozulabilir ki? Şeytandan kaçmak için Allaha sığın ve sakın sıkıldığını söyleme.”
Necip Mahfuz Nobel kazandığı Midak Sokağı kitabında yazmış bütün bunları. Kitabı okuyup bitirdikten sonra, “Gel kardeşim” demek geldi içimden “Gel de sen bizim memlekette yaşa bakalım ne kadar dayanacaksın, nasıl sıkılmadan yaşayacaksın. Miden ne kadar tahammül edecek bu olup bitenlere, sindirim sistemin nasıl iflas edecek. Kaç kalp damarını değiştirecekler, kaç stent takacaklar. Kasalarla bira, şişelerle rakı, şarap, paket paket sigara götüreceksin ama yine sıkılacaksın. Son yıllarda en çok kullandığımız söz ne biliyor musun? “Sıkılıyorum.” Ardından “Çok gerginim, endişe içindeyim, korkuyorum, moralim sıfır, sinirliyim, ne oluyor, nereye gidiyoruz, geliyor.
Yavaş yavaş kafayı yiyoruz yani. Biz de Pollyyanna’lar bitti Necip Mahfuz amca biz de Pollyanna’lar bitti.
Demek geldi içimden!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder