HALA GÜZEL İNSANLAR VAR BİLİYOR MUSUNUZ?
(Bu yaklaşık bir yıl önce yaşadığım bir olaydır)
(Bu yaklaşık bir yıl önce yaşadığım bir olaydır)
9 Eylül Hastanesinde yatarken Yasemin’in devamlı tansiyonunu ölçüyorlardı. Taburcu olup eve giderken orada ki hemşirelere sorup tavsiye ettikleri bir tansiyon ölçüm aleti aldım. Eve döndüğümüzde muntazam bir şekilde eşimin tansiyonunu ölçtüm. Sonra onu kaybedince tansiyon ölçme aletini de bir köşeye attım.
Aylar sonra alet gözüme ilişti. Çalışıp çalışmadığını kontrol etmek amacıyla tansiyonumu ölçmeye karar verdim. Bayağı yüksek çıktı bizim tansiyon. Belki de alet bozulmuştur diye düşündüm ve hastaneye gitmeye karar verdim.
Hastane de tansiyonumu ölçtüler daha da yüksek çıktı ve acil de beni bir yatağa yatırdılar, hayatımda ilk kez. Sonra bana dilaltı denen ilaçlardan verdiler, hayatımda ilk kez. Sonra da koluma serum bağladılar, hayatımda ilk kez.
Sessizce yattım. Kimseye de haber vermedim. Kimseyi rahatsız etmek istemedim. Aylarca yanında oturduğum bir hastane yatağının içindeydim şimdi. Üzülmedim, sadece insan hayatının bir köşe kapmaca oyunu olduğunu düşündüm o kadar.
Böylece birkaç saat geçti. Bu arada tabi acil bölüm olduğu için devamlı bir hareketlilik yaşanıyordu. Birden içeri Marmaris Çarşısından tanıdığım bir çocuk girdi, arkadaşı motor kazası geçirmiş. Beni görür görmez” Vay Güven Abim ne oldu” diye yanıma koştu. Ona iyi olduğumu tansiyonum yükseldiğini, düşürmeye çalıştıklarını, korkulacak bir şey olmadığını söyledim ( Bu arada beraber geldiği arkadaşını falan unuttu)
“Kimse yok mu yanında” diye sordu telaşlı telaşlı. “Hayır” cevabını verdim ve kimsenin olması gerekmediğini söyledim. “Olur mu Abim” dedi “Şimdi ben yanındayım, sen iyileşmeden şuradan şuraya da gitmem”. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım başımdan ayrılmadı. Evrak işlerini falan halletti, her beş dakika da bir “bir şeye ihtiyacın var mı” diye sordu.
Sabah saat beş sularında tansiyonum normale döndü. Nöbetçi doktor bana birkaç ilaç yazdı. Cengiz’le hastaneden çıktık. Koluma girdi. Elini cebine attı. Yirmi lira çıkardı. “Abim” dedi bütün param bu, inşallah yeter, hadi gidip ilaçlarını alalım” Onu paraya ihtiyacım olmadığına kendim ilaçlarımı kendim alabileceğime güçlükle ikna ettim. Sonunda “Bak Cengiz artık ısrar etme. tansiyonumu yükseltiyorsun” dedim gülerek. “O zaman yarın dükkanına gelip ilaçlarını içip içmediğini kontrol ederim tamam mı?”dedi. “Tamam” dedim. Hakikaten bir hafta boyunca her gün bana uğrayıp iyi olup olmadığımı, ilaçlarımı alıp almadığımı kontrol etti.
Daha önce de yazdım. İyi ki hala iyi insanlar var. Bazen hayatın hakikaten hala yaşanmaya değer olduğuna bile inanıyorum biliyor musunuz?
Hadi bu yazımı da Mevlana’dan bir söyleşi ile bitireyim.
Gözünü açıyorsun,
Doğdu diyorlar.
Gözünü kapatıyorsun,
Öldü diyorlar.
Bir göz kırpışa,
Ömür diyorlar
Doğdu diyorlar.
Gözünü kapatıyorsun,
Öldü diyorlar.
Bir göz kırpışa,
Ömür diyorlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder