17 Kasım 2016 Perşembe

BİR GARİP TURNA KUŞU
Bu yazacağım hikayeyi veya fıkrayı bir çoğunuz bilirsiniz. Bir gün Nasrettin Hoca’ya Akşehirliler bir Turna kuşu getirmişler. Hikaye bu ya “ Hoca bu ne biçim kuştur? Biz böyle bir kuş hiç görmedik” demişler. Hoca zavallı kuşa şöyle bir bakmış, almış eline bıçağı, önce kuşun bacaklarını, kanatlarını kesmiş kısaltmış, sonrada gagasının yarısını uçurmuş ve “hah şimdi kuşa benzedin” demiş. (Halk arasında” şimdi kuşa benzedin” deyimi bu hikayeden üretilmiştir. Bu arada Nasrettin Hoca gibi çok sevdiğim, örnek aldığım, ulu, sevgi dolu bir insanın bunu yapacağına hiç inanmam, ama dedim ya hikaye bu)
İşte böyle sevgili “F” vitaminlerim benim. Maalesef hayat böyle. Bilmediğimiz anlamadığımız, anlayamadığımız veya anlamak istemediğimiz, bizlere benzemeyen, bizler gibi düşünmeyen insanları üzer, çok üzer, onları kafamızda oluşturduğumuz bir şekle sokmaya çalışırız. Bacaklarını keseriz, kanatlarını yolarız, gagalarını uçururuz. Acı çekmeleri, mutsuz olmaları bizi ilgilendirmez. Önemli olan bizim istediğimiz gibi olmaları, bizim istediğimiz kalıba girmeleridir. Halbuki turnalar gökyüzünün süsüdür, o kadar güzel uçarlar, o kadar güzel renkleri vardır, o kadar güzel kanat çırparlar, insanları o kadar mutlu ederler ki.
Bu arada turna kuşları tek eşlidir. Dans ederek birlikteliklerini başlatırlar ve hep dans ederek yaşar giderler. Birçok kuşla birlikte uçarlar ama bütün hayatlarını bir tek eşle geçirirler. Eşi avcı tarafında vurulan turna kuşu öleceğini bile bile eşinin yanından ayrılıp uçup gitmez. Halk arasında turnayı vuran avcının bir daha iflah olmayacağına inanılır. Böyle özel bir kuş tek eşli olur mu diye hayrete düşersiniz. Ama olur işte, gerçektir.
Hoşgörü sahibi olmak, insanları oldukları gibi, yaratıldıkları gibi kabul etmek çok mu zor? Kim dünyaya kazık çakmış? Sevgiyle uzanan sıcacık bir elden, içtenlikle bakan, duygu dolu bir çift gözden daha güzel ne olabilir? Beklentiler, beklentiler daha fazla beklentiler, sonra koca bir yalnızlık iyi mi? Mutsuz olmak, mutsuz etmek, çirkinleşmek, kabalaşmak niye ki?
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder