BİLİYORUM AMA ANLATAMIYORUM, ANLAYAMIYORUM DA...
Aynanın karşısına geçip, "Ben kendimden başkasını düşünmeyen birimiyim acaba?" diye soruyorum kendi kendime. Bütün hayatım bir sinema şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. Gerilere çok gerilere gidiyorum. Dürüst, namuslu bir cevap vermek istiyorum bu soruya, ama cevap vermek o kadar zor ki. Güzel olduğu kadar haksız, haksız olduğu kadar, düşündürücü, düşündürücü olduğu kadar acımasız bir soru bu. Nereye kaçacağımı bilemiyorum. Çünkü nereye kaçarsam kaçayım bu soru gelip buluyor beni. Yakama sarılıyor ve öyle bir silkeliyor ki... "Cevap ver" diyor, " Cevap ver ulan hayatının kaçta kaçın da kendinden başkasını düşündün sen?" Sanki içimde herşeyi araştıran bir savcı var bir yargılama heyeti var hiçbir şeyi kaçırmayan. Sanki bir ön yargı bu..
Sonra bembeyaz saçlarım, sakallarim, yüzümdeki çizgiler, gözlerimdeki ifade, daha sonra utangaç utangaç kalbim devreye giriyor. "Düşündün diyorlar hep düşündün sen başkalarını, hayatın boyunca düşündün. Hâla da düşünüyorsun. Neden bu hale geldik zannediyorsun? Yazdıklarına bak, gelen yorumları oku, hâla mı anlamadın, hâla mı inan mıyorsun?
Utanıyorum, kafam karışıyor " Peki o zaman" diyorum ama hâla emin değilim ve hâla bir şeyler korkutuyor beni. Bir şeylerin cevabı tam değil yani. Hep bir yerlerde bir takım hatalar yaptım, yanlıs kararlar verdim, birilerini üzdüm diye düşünüyorum, rahat değilim. Hatasız insan olmaz falan diyorum, züğürt tesellisi gibi geliyor.
Orhan Veli'nin yazdığı gibi " Bir şeyler var, biliyorum ama anlatamıyorum" anlayamıyorum da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder