EVET, HALA GÜZELİNSANLAR VAR
Kanada da yaşarken daha önceleri de sizlerle paylaştığım gibi işim icabı çok seyahat ederdim. Bu seyahatlerimden birinde Toronto’ya 150 Km mesafede Peterborough isimli bir kasabaya gittim. O gün arabamın sigortasının sona erdiğini fark ettim. Kanada da sigortasız araba kullanmanın cezasının büyük olduğunu bildiğimden diken üstünde hissetmeye başladım kendimi. Bir de kış mevsimi olduğundan çok dikkatli olmam gerekiyordu. Neyse, toplantılarımı bitirdim. Toronto’ya dönüşe geçmeden önce bir alışveriş merkezine yolda içmek için bir şeyler almaya girdim. Alacaklarımı aldım. Tam Alışveriş merkezinden çıkarken önümdeki araba aniden durdu. Frene bastım ama yerler buzlu olduğundan kaydım ve arabaya arkadan bindirdim.
Çarptığım arabanın kapısı açıldı ve yaşlı bir karı koca telaşla dışarı çıkıp arabalarında ki hasarı incelemeye başladılar. Sigortam bittiğinden eğer polise haber verirsek başıma gelecekleri bildiğimden, cebimden çek defterimi çıkardım. Boş çeke imza attım. Adama uzattım, özür diledim. Arabasını yaptırmasını ve ne tutarsa çekin üstüne yazıp ödeme yapmasını rica ettim. El sıkıştık ve yaşlı çiftin şaşkın bakışlarını üzerimde hissederek arabama bindim, ayrıldım.
Toronto’ya döner dönmez sigorta sorununu hallettim. Sonra başıma gelen olayı şirkette ki arkadaşlarıma anlattım. Boş çeke imza attım der demez herkesin yüzüne neredeyse bir dehşet ifadesi yayıldı. “Nasıl yaparsın?” diye sordular. Adam şimdi o çeke istediğini yazar, arabasını baştan sona tamir ettirir, ocağını batırır senin” dediler. Ben de o insanların böyle bir şey yapmayacağına inandığımdan açık çek verdiğimi söyleyip, kendimi haklı çıkarmaya çalıştım. Ama arkadaşlarımın bana salak muamelesi bitmedi. Bu defa ben ya adam beni dolandırır ise diye düşünmeye başladım. Hiç aklımda yokken duyduğum endişeden uykularım kaçmaya başladı.
Çok huzursuz geçirdiğim üç gün sonra adam telefon açtı. Arabasını tamir ettirdiğini 230 dolar ödediğini söyledi. Arkadaşlarının "Fırsat bu fırsat arabanı baştan aşağı yaptır, boyat bak enayi sana açık çek vermiş" önerilerinden bıkıp usandığını, hatta arabasını tamir için götürdüğü ustanın, "Yeni tampon takalım" teklifini kabul etmeyip eski tamponu tamir ettirip, boyattığını söyledi. Çevresinde bu kadar fırsat düşkünü insan olduğuna inanamadığını ilave etti. Kendisine defalarca teşekkür edip özür diledim sebep olduğum kaza ve verdiğim rahatsızlık için. Bu birinci öykü.
Gelelim ikinci öyküye, dönelim Marmaris’e, Kanada’nın Peterborough kasabasından 9000 Mil uzaklıktan. Dün kızım ve damadım’ın müşterek düzenledikleri resim sergisinden çıktım. Kız arkadaşım Gül ile arabama bindik, İçmeler’e gitmek üzere yola çıktık. Temmuz, Ağustos aylarında tatil için Marmaris’e binlerce araba geldiğinden herkes her yere park eder. Girdiğim dar sokaklardan biri trafiğe kapatıldığından geri çıkmam icap etti. Hava zaten sıcak, bir gün önce deprem yaşamışız. Konsantrasyon bozukluğundan mı aceleden mi, dikkatsizlikten mi, beceriksizlikten mi her neyse geri geri çıkarken arkadan bir çatırtı geldi ve maalesef sol tarafa park etmiş eski bir kamyonetin arka fren lambasını parçaladım.
Arabamdan indim aracın sahibi genç temiz yüzlü bir çocuk koştu geldi. Zararı inceledim. Cebimden 100 Tl çıkardım çocuğa zararın bu rakamı geçmeyeceğini söyleyip parayı uzattım. “Olmaz abi hak geçer” dedi. Evladım dedim, bak hava çok sıcak ve benim acelem var. Özür dilerim isteyerek olmadı. Sen bu parayı al, şu da telefon numaram. Eğer masrafın daha fazla olursa beni ara, ben telafi ederim. Bu kasabada beni herkes tanır, merak etme dedim. “Peki o zaman” dedi ve parayı ve telefonumu aldı. Biz de yolumuza devam ettik.
15 dakika sonra lokantama tavuk almak için park ettiğim dükkanın önüne son sürat geldi arabasına çarptığım çocuk. Arabasından indi “ “Abi ben tamirciyi aradım lamba 50 liraymış sana 50 liranı geri getirdim hak geçmesin” dedi.
Yaaa… sayın seyirciler işte burada yine naylon şeyhiniz devreye girer ve der ki; Kanada nere Marmaris nere?. Bakın iyi insanlar her yerdeler. Daha önce de yazdığım gibi eğer bu gün dünya dönüyorsa, onların sayesinde dönüyor. Kıyamet kopmadıysa onların sayesinde, yaratanın onlara kıyamadığından, onlara duyduğu merhametinden kopmadı. Biliyorum son yıllarda olanlar sizleri çok üzdü ve malum şahıslardan nefret ettirdi ama bakın hala güzel insanlar var. Fark edin onları ve değerlerini bilin.
Olur mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder