KASIRGA DA DANS ETMEK

Hayat aslında bir okyanusa benzetilebilir. Bazen sakin, bazen fırtınalı, bazen büyüleyici, bazen korkutucu, bazen sürprizlerle doludur. Ama güzeldir.

İngilizlerin çok sevdiğim bir deyimi vardır. Bu deyimi İngilizce ders kitaplarında bulamazsınız. Çok deli çok çılgın yaşayan, yaşamlarında büyük riskler almaktan çekinmeyen, korkmayan insanları tarif etmek için kullanılır “ Dancing in a hurricane” Türkçesi “ Kasırga da dans etmek” demektir. Hem kınama hem hayranlık duygularıyla yaratılmış bir deyimdir.

Kasırga da dans edenler kasırgadan korkmazlar. Çünkü eninde sonunda kasırganın biteceğine, rüzgarın duracağına, kara bulutların dağılacağına, bütün pisliklerin temizleneceğine, havanın yumuşayacağına, güneşin açacağına inanırlar. Dans ederler, savaşırlar, sevişirler. Hazır bulmuşken kasırganın zevkini çıkarırlar, yaşamanın zevkini çıkarırlar.

İlimde buna “Adrenalin yüklemesi” denir. Aslında adam gibi yaşamaktır bu.

Korkanlar, pes edenler, kasırganın eninde sonunda çekip gideceğine inanmayanlardır. “Ne yapalım bizim de kaderimiz böyleymiş” pişkinliğinin arkasına saklanıp Yaşamları boyunca hiçbir riske girmeden, her şeye gözlerini kapatıp anlatacak bir şeyleri olmadan ölüp gitmeyi tercih edenlerdir.

Komik olan nedir biliyor musunuz? İki tarafta birbirini deli zannederler.