5 Ağustos 2017 Cumartesi

İSKELE BABALARI…
İbreler hep annelerden yanadır. Anneler için şiirler, romanlar, öyküler yazılır, şarkılar bestelenir, türküler yakılır, Atasözleri yaratılır. Anne bir sanatçıdır, en güzel eseri de yavrusudur. Hiç unutulmayacak yüz anne yüzüdür. Bir anne evladını 9 ay karnında, üç beş sene kucağında ve bir ömür boyu kalbinde taşır. Anasız ev ıssız geceye benzer. Annen giderse senin için gerçek ağlayan gider. Annen giderse darda yetişen elin gider, aklın gider, canın gider. Annen giderse öpülecek elin gider, bayramın gider. Bir anne bütün dünyayı değiştirebilir. Hiçbir doktorun tavsiyesi bir annenin ” öpeyim de geçsin” sözü kadar işe yaramaz.
İşte bunlar anneler için yazılan daha binlerce örneklerini verebileceğim övgülerden bazıları. Peki ya bizler, zavallı babalar, bizim hiç canımız yok mu ? Adet yerini bulsun, ayıp olmasın diye bir kaç hayır sahibi de bizler için bir şeyler karalar ara sıra, ZÜĞÜRT TESELLİSİ yani.
En çok bozulduğum laf ise; “Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar” Biz babalar, içedönük ağlarız. İçimiz tamamen gözyaşları ile dolduktan sonra gözlerimizden yaşlar akmaya başlar ve öyle bir ağlarız ki, hıçkıra hıçkıra, sarsıla sarsıla, deliler gibi. Göstermeyiz, veya göstermemeye çalışırız, ama ağlarız. Bir baba yalan ağlamaz, yalan ağlamayı bilmez, beceremez ki…
Ne olur bizi de annelerin yanına koyun artık. Yorulduk, hakikaten yorulduk. Bizim de canımız, emeğimiz var çocuklarımızın hayatında, biz de bir şeyler yaptık, yapıyoruz yani!..
Bozuluyoruz, gönül koyuyoruz ama!..
Bizler “iskele babası” değiliz.
Olmuyor ama yani!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder