5 Ağustos 2017 Cumartesi

EVLİLİK
Geçenlerde marinada ki mağazamızda otururken iki delikanlı okurum beni ziyaret etti. Sohbet arasında bana " İyi bir evlilik nasıl olmalı?" diye sordular. Naylon şeyhim ya...
İyi bir evlilik ha!... diye başladım ciddi bir ses tonuyla. Sonra gözlerimi boşluğa dikip epey bir sustum. Sağ elimin parmaklarıyla dalgın dalgın sakalımı okşadım. Duruşumun bayağı etkili ve inandırıcı olduğundan emin olduktan sonra yavaş yavas kafamı diktiğim boşluktan çevirip, önce birinin, sonra diğerinin gözlerinin içine baktım. Tane tane anlatmaya başladım.
Iyi bir evlilik için iyi birisiyle evlenmeniz, o iyiliği anlamanız, o iyilikten feyz almanız, o iyiliğe aynı şekilde karşılik vermeniz gerekir diye söze başladım. Sonra sustum. Pür dikkat dinlendiğimden emin olduktan sonra, yine tane tane devam ettim.
Eşinizin ellerini tuttuğunuz zaman dünyanızın değiştiğini, gözlerinin içine baktığınızda kaybolup gittiğinizi hissetmelisiniz dedim. Sabah evden ayrılır ayrılmaz onu özlemeniz, aksam işiniz biter bitmez kalbiniz çarparak evinize koşmanız lazım dedim. Geceleri uyanıp onun nefes alışını dinlemeniz, kokusunu içine çekmeniz, ellerinizi açıp, "Allahım sana şükürler olsun bana böyle birini nasip ettiğin için" diye şükredip sessizce dua etmeli, gülümsemelisiniz, mutluluktan, coşkudan gözleriniz yaşarmalı dedim.
Annem, ablam, arkadaşım, sevgilim, kardeşim, sırdaşım avukatım, doktorum, meleğim, psikoloğum çocuklarımın anası, ne güzel hepsi sensin ne şanslıyım, seni seviyorum deyip, her fırsatta sevginizi ifade edip sarılmalısınız, sevinmelisiniz, teşekkür etmelisiniz, dünyalar sizin olmalı dedim.
Sonra sustum, bekledim ve yine ikisinin de gözlerinin içine bakarak gülümsedim. Beni masalcı dede gibi dinleyip, bir Walt Disney filmi gibi seyrettiklerini fark edince kafamı çevirip, gözlerimi yine boşluğa diktim.
Sonra konumumu hiç degiştirmeden " Veya" dedim." Geçersiniz plazma televizyonunuzun, karşısına karı-koca, çevirirsiniz en favori dizinizi, alırsınız cep telefonlarınızı elinize, biriniz bir tarafa, diğeriniz diğer tarafa uzanır, birbirinizin farkında bile olmadan misler gibi yaşar gidersiniz " diye noktaladım konuşmamı.
Bir müddet hepimiz sustuk. Sonra döndüm." Hangisine varsınız? " diye sordum. Bir cevap çıkmadı. Sanki sorum onları ürkütmüştü. Emin değillerdi. Belki de korkmuşlardı.
Sakallarımla biraz daha oynadım. Biraz daha derinlere dalmış pozlarında sustum. Sonra tane tane " O zaman" dedim " Bana değil google' a sorun".
Çoooook rahatladılar. Hep birlikte sesli güldük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder